Yavuz Bülent Bakiler ile Söyleşi
En çok hangi duygu hâli sizi yazmaya iter?
Bazen ölüm gibi bir büyük duydu. Bazen sevgi gibi anlatılmaz bir
duygu. Bazen memleket hasreti gibi durumlar beni yazmaya götürür.
Ankara'ya gelmeden önce Anadolu'yu yeterli miktarda tanımıyordum.
Eskiden Milli Şairlerimiz Anadolu'yu hep toz pembe bir çerçeve içinde
görmüşler ve öyle yazmışlar. "Sen ne güzel bulursun Anadolu'yu /
Dertlerden kurtulursun gezsen Anadolu'yu" diye başlayan şiirler var.
Ben Anadolu'ya geldikten sonra gördüm ki Anadolu'da sadece
güzellikler yok, Anadolu'da hem güzellikler var, hem çirkinlikler var.
Hem zenginlikler var, hem fakirlikler var. Hem iyiler var, hem kötüler
var. Şiirlerimde bu özelliklerin hepsini birden göstermeye çalıştım. Bu
yüzden benim Milli Şairlerimizden ayrılan tarafım bu.
Şair ve şiir arasında nasıl bir bağ vardır?
Bunu anlatmak mümkün değil. Ancak şair olanlar bilirler. Bence şair
ve şiir arasında manevi bir takım bağlar vardır. O manevi bağlar şairi
duygulandırır ve ona yeni şiirler yazmayı ilham eder. Ama para
karşılığında, mevki karşılığında, şöhret karşılığında şiir yazan kimseler
varsa bu soruyu onlar başka bir şekilde cevaplandıracaktır.
Şairin yaşadığı dönemin şiirleri üzerinde nasıl bir etkisi vardır?
Bu etkiyi çok açık cümlelerle söylemek istiyorum. Şair elbette yaşamış
olduğu devrin, yaşamış olduğu yılların tesiri altında kalacaktır. Bunları
bazı şairlerimiz şiirin gayesi olarak, şiirin takip ettiği yol olarak
gösteriyorlar. Bazı şairlerimizde doğrudan doğruya devrin özelliklerini
değil, kendi düşüncelerini şiire intikal ettiriyorlar.