Yavuz Bülent Bakiler ile Söyleşi
Merhaba Yavuz Bey. Liseden mezun olduktan sonra ilk şiiriniz Türk
Sanatı dergisinde çıktı. Şiir yazmaya nasıl başladınız?
Ben Sivas'ta doğdum ve büyüdüm. Sivas bizim halk edebiyatımızın en
zengin kaynaklarından birisidir. Üniversitedeki bazı arkadaşlarımın
bana söylediklerine göre, dünden bugüne Sivas'ta 1000 halk şairi
yetişmiştir. Hiçbir şehrimizde 1000 halk şairinin yetiştiğini kimse iddia
edemez. O bakımdan çocukluk yıllarımda halk şairlerini çok dinledim.
Onların tesiri altında kaldım. Geceleri yer yatağında ve annemin
yanında yatıyordum. Annemin sesi güzeldi, bana masallar anlatıyordu.
Annemden dinlediğim masallar arasında türkülü masallarda vardı. O
türkülü masallardaki kafiyeli sözler dikkatimi çekiyordu. İlk defa
Sivas'ta 1952 yılında okulda "Kalem" isimli bir dergi çıkacaktı, sınıf
öğretmenimiz bu durumu bize söyledi ve şiir yazanlar şiirlerini
getirsin, hatıra yazanlar hatıralarını getirsin dedi. Benim ilk defa bir
şiirimin dergide yer alması için öğretmenimize bir şiir götürdüm.
Şiirimin ismi "Sivas" idi. Hoca beğendi ve şiirim yayınlandı orada. O
şiirin sadece bir kıtası aklımda. "Görünce dağılır başından yasın /
Dolar çeşmesinden düğümün, tasın / Ama toprağına usulca basın /
Zümrüttür çünkü her taşı Sivasın" diye devam eden bir şiirdi. Bu şiirim
dergide yayınlandıktan sonra, sınıf öğretmenimiz Makbule hanım beni
sınıfın şairlerinden olarak gördü. Ondan sonra benden her ders için
bir şiir istedi. Mesela, güleceksiniz ama gerçek bir olay anlatacağım.
Tabiat bilgisi dersinde sindirim sistemini mi okuyacağız. Çocukların
yarın sindirim sistemini okuyacağız, sınıfın şairi sindirim sistemi ile
ilgili bir şair yazsın. Sindirim sistemi üzerine şiir yazılır mı? Vezni ve
kafiyeyi bir buçuk bilirseniz yazılır..