Ocak 2019 ocak2019 | Seite 104

Emine Seçeroviç (Kaşlı) ile Söyleşi Hasna Para Merhaba Emine Hanım. Bosna Savaşı sırasında henüz çocuktunuz. Savaşın bir çocuğun zihninde nasıl karşılık bulduğunu okurlarımıza anlatır mısınız? Savaş büyükler için de kolay anlaşılan, kabul edilen, kaldırılan bir şey değil. Dolayısıyla çocuk için bir nevi iki katı ağırdır yükü. Çocuk kötülüğü bilmez, bildiği en büyük kötülükler oyuncaklarını paylaşmayan arkadaşıdır mesela. Ama sonra aniden çok daha büyük kötülüklerle karşı karşıya kalır ve onu anlaması çok zordur. Çocuk yaşta izlenilen savaş filmlerinde korkunç sahnelerde anneler, babalar çocukların gözlerini kapatırlar, yahut o tarz filmleri hiç izlettirmezler. Sonra birden izlemesi bile yasak olan o filmlerin içinde bulur kendini. Bunu anlaması, kaldırması oldukça yüktür. Korkularını herkesten çok yaşar. Masum ve saftır, bomba düşerken elleriyle kulaklarını kapatırsa bombadan korunacağını düşünür. Ama savaş sürdükçe çok çabuk olgunlaşır, küçük bedende büyük insan olur. Ölümü kabullenir, bombaları normal görür. Öte yandan içinde çocuk kalır. Bomba parçalarıyla oyunlar oynar, bir tahta tüfekle düşmanı yenebileceğini sanır. Yıllar süren savaşın içinde normal hayatı unutur ve öyle yaşamayı kabullenir. İçten gülmeyi unutur. İnsanlara güvenini yitirir. Hayal kurmayı unutur. Güzel rüyalar görmez, her gece kabusla uyanır. Umut denilen şey ertesi gün de yaşamaktır onun için. Bundan daha büyük beklentisi olmaz. Bugün karşımıza çıkan Suriyeli çocukların fotoğraflarına bakarsanız hepsinin gözlerinde aynı bakış vardır. O bakışlarda korku, güvensizlik ama yine de çocuk ruhu gizlidir. O çocukların gözlerine derin bakarsanız aslında zihnindekilerini de görebilirsiniz. Bunlar kolay kolay atlatılmıyor.