Geliflmekte Olan ‹nsan: Girifl I 11
yada bilinen Carnegie Koleksiyonunun bir bölümünü oluflturmufltur. Bu koleksiyon flu anda Washington DC de bulunan Silahl› Kuvvetlerin Patoloji Enstitüsündeki Ulusal
Sa¤l›k ve T›p Müzesinde bulunmaktad›r.
Wilhelm Roux (1850-1924) amfibilerin geliflim fizyolojisi üzerine analitik deneysel çal›flmalar›n öncülü¤ünü yapm›flt›r. Daha sonra benzer çal›flmalarda bulunan Hans Spemann (1869-1941), primer indüksiyon konusunda yani, bir
doku baflka bir dokunun ak›betini belirler düflüncesi ve buluflu nedeniyle 1935 y›l›nda, Nobel ödülünü alm›flt›r. Y›llar boyunca bilim adamlar› bir dokudan di¤erine geçen ve indüksiyon etkisini gösteren maddeleri izole etmeye çal›flm›fllard›r.
Robert G. Edwards ve Patrick Steptoe insan üremesi tarihinde devrim say›lacak olaylardan olan in vitro fertilizasyon (suni döllenme) tekni¤ine öncülük etmifllerdir. Bu
çal›flmalar›n sonucu olarak, 1978 de Louise Brown ad›ndaki ilk tüp bebek dünyaya gelmifltir. Bu olaydan sonra tüm
dünyada k›s›r olan binlerce çift, bu yeni teknoloji sayesinde do¤umun mucizesini yaflam›fllard›r.
GENET‹K VE ‹NSAN GEL‹fi‹M‹
1859 y›l›nda bir ‹ngiliz biyolog ve evrimci olan Charles
Darwin (1809-1882), Türlerin Kökeni (the origin of species) adl› kitab›n yazar›d›r ve türler aras›nda kal›tsal de¤iflimin evrimde önemli faktör oldu¤unu belirtmifltir. Bir
Avusturyal› keflifl olan G regor Mendel ise kal›t›m›n esaslar›n› 1865 y›l›nda gelifltirmifltir, fakat t›pdaki araflt›rmac›lar ve biyologlar bu buluflun memeliler geliflimindeki önemini y›llarca fark edemediler.
Walter Flemming 1878’de kromozomlar› incelemifl ve
döllenmedeki olas› rolleri konusunda düflünceler gelifltirmifltir. 1883 y›l›nda von Beneden olgun germ hücresinin kromozom say›s›nda bir azalma oldu¤unu farketmifltir. Ayr›ca germ
hücrelerinde kromozom say›s›n›n azalmas›na yönelik bir süreç olan mayoz hakk›nda tan›mlamalar yapm›flt›r.
1902 y›l›nda Walter Sutton (1877-1916) ve Theodor
Boveri birbirinden ba¤›ms›z olarak germ hücreleri oluflumunda ve döllenmede kromozomlar›n davran›fl› Mendel’in
kal›t›m esaslar› ile uyum sa¤lad›¤›n› aç›klam›fllard›r. Ayn›
y›l G a r rod alkaptonüri’yi tan›mlam›fl ve Mendel’in kat›l›m esas›na dayanan ilk örnek olarak aç›klam›flt›r. Bir çok
insan Garrod’u Medikal Geneti¤in Babas› olarak tan›mlamaktad›r. ‹lerleyen dönemde, insan›n geliflimi için gerekli
tüm genetik bilginin zigot’ta sakl› oldu¤u ortaya ç›kt›.
Flex von Winiwarter insan kromozomu üzerine ilk gözlemlerini 1912 y›l›nda yapm›fl ve bir hücrede 47 kromozomun bulundu¤unu ifade etmifltir. 1923 y›l›nda ise Theophilus Shickel Painter bu say›n›n tam olarak 48 oldu¤unu aç›klam›flt›r ve bu say› 1956 y›l›na kadar kabul edilmifltir. O y›l
ise Joe Hin Tijo ve Albert Levan embriyonik hücrede sadece 46 kromozom bulundu¤unu ifade etmifltir.
James Watson ve Fra ncis Crick, 1953 y›l›nda
a
DNA’n›n moleküler yap›s›n› tan›mlam›fllar ve 2000 y›l›nda ise insan›n genom sekans› aç›klanm›flt›r.
Klinik tan›, kromozom haritalanmas› ve prenatal tan› gibi kromozom say›lar› art›k t›pta çok yönlü olarak kullan›lma-
ya bafllanm›flt›r. Bir kere normal kromozom paterni oturduktan sonra, baz› insanlar›n anormal kromozom örneklerine sahip olduklar› görülmüfltür. Medikal genetik içerisinde yeni
bir ça¤ açan olay Jerome Jean Louis Marie Lejeune ve arkadafllar› taraf›ndan 1959 y›l›nda tan›mlanan mongolizm’de
(flimdiki ad› ile Down Sendromu) 46 yerine 47 kromozom oldu¤u tespit edildi. Kromozom say›s›nda oluflabilecek de¤ifliklikler yani flaflmalar, konjenital anomali ve embriyo ölümlerine neden olabilmektedir (Bkz. Böl. 8).
Noman Gregg 1941’de, hamileli¤in erken safhas›nda
rubella virusu alm›fl annelerin bebeklerinde çok say›da katarakt vakas› ve ayn› zamanda di¤er baz› anomalileri tan›mlam›flt›r. ‹lk kez, insan embriyo gelifliminin çevresel
faktörlerden etkilenebilece¤i gösterilmifltir. 20 y›l sonra,
Widukind Lenz ve William McBride talidomid ad›nda
sakinlefltici alan gebe annelerin bebeklerinde kol ve bacak
kusurlar› ve di¤er baz› kal›tsal kusurlar›n gelifldi¤ini bildirmifllerdir. Talidomid vakas› sonras›nda birçok ilaç, kimyasal madde ve di¤er çevresel faktörlerin hamileli¤e zaral›
etkileri konusunda toplum ve sa¤l›k çal›flanlar›nda duyarl›l›k geliflmesine neden olmufltur (Bkz. Böl. 20).
‹NSAN GEL‹fi‹M‹NDE MOLEKÜLER
B‹YOLOJ‹
Moleküler biyolojide gözlenen geliflmeler, çok ileri tekniklerin ortaya ç›kmas›na neden olmufltur, örne¤in rekombinant
DNA teknolojisi uygulamalar›, transjenik fare modelleri ve
kök hücre uygulamalar› tüm araflt›rma laboratuvarlar›nda art›k çok yayg›n olarak kullan›lmaktad›r. Bu teknikleri kullan›larak, morfogenez olay›n›n genetiksel olarak nas›l çal›fld›¤›n›, spesifik genlerin zamansal ve bölgesel ekspresyonlar›n
nas›l gerçekleflti¤ini ve embriyonun de¤iflik bölgelerini oluflturacak hücrelerin nas›l bir araya topland›¤›n› anlamaya çal›fl›lmaktad›r. Böylece ilk defa embriyoda normal ve anormal
geliflim sürecinde ne zaman ve nerede hangi genlerin nas›l
aktive oldu¤u anlafl›lmaya bafllanm›flt›r (Bkz. Böl. 21).