Nöroloji Hastasında Sıvı, Elektrolit ve Beslenme Durumunun Değerlendirmesi ve Bakımı
Nazogastrik tüpün uzun süreli kullanımı, ilgili
komplikasyonları (basınç nekrozu, tüpün yer değiştirmesi, mide ülseri oluşumu) nedeniyle önerilmez ve uzun
süreli (başka bir deyişle, >4 hafta) enteral desteğe ihtiyaç
duyan hastalar genellikle perkütan endoskopik gastrotomi (PEG) tüpüne ihtiyaç duyar (Squires, 2006).
Bu durum hastanın kendine güvenini ve bağımsızlık
algısını etkileyebilir ve hastaya çoğunlukla hastalığında
bir miktar ilerleme olduğunu hissettirir. Girişimsel enteral beslenmeye geçilmesi hastanın yeti kaybı olduğunu vurgularken (Shintani and Shiigai, 2004), kendine
güvenini de yitirmesine neden olur; bu durum hemşireler tarafından gözlenmeli ve yönetilmelidir. Hastalar
vücut algılarını, cinselliklerini, tekrar yiyebilme kavramını gözden geçirmeye başlayabilir, yeme zevklerini
ve beraberindeki sosyal rolü kaybedebilirler (Rio et al.,
2005). Bu konular ile motor-nöron hastalığı bulunanlarda PEG takılmasına ilişkin diğer konular Bölüm 27’de
ayrıntılı olarak ele alınmaktadır.
Tüp ekstübasyonu
Enteral beslemede tüp ekstübasyonu nöroloji alanında çalışan hemşireler için yaygın bir sorundur. Bilişsel
bozukluğu bulunan, tedirgin veya zihni bulanık hastalarda bu tür ekstübasyon riski yüksektir. Tüpün dışarı
doğru hareketinin erkenden belirlenebilmesi için tüp
dış tarafından işaretlenmelidir. Whelan et al. (2006),
hastaların hesaplanan gerekli besini alabilmeleri için
tüpün ilk fırsatta yerine konması gerektiğini vurgulamaktadır. Çeşitli akut durumlarda kullanılan nazal
halka sistemleri nazogastrik tüplerin sabitlenmesinde
etkili olabilir; bunların kullanımı şu anda felçli hastalarda da değerlendirilmektedir (Beaven et al., 2007).
Hastayı sınırlandırıcı gereçlerin kullanımı çoğunlukla
tartışmalı olup, disiplinler arası bir ekibin ve hasta akrabalarının onayını gerektirir. Bunların kullanılması
bazı hastalarda endişeyi artırabilir (hastanın kısıtlanması ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için bkz. Bölüm 10).
Hemşireler ekstübasyonun endişe ve zihin karışıklığından mı yoksa tedavinin onaylanmamasından mı
kaynaklandığını göz önünde bulundurmalıdır. Buna
karar vermek zordur ve genellikle iletişim güçlükleri ile ailenin ve bakıcıların istekleri durumu daha da
güçleştirir (Whelan et al., 2006). Sorun kalıcıysa, PEG
tüplerinin takılması bir çözüm olabilir.
Sürekli ve/veya bolus besleme
Tüple beslemenin sürekli mi, bolus besleme yoluyla mı,
yoksa aralıklı sürekli mi olması gerektiği konusunda
tartışmalar mevcuttur. Dinlenme/ara verme periyodu-
265
nun avantajı gastrik pH’ın daha asidik hale gelmesine
izin vermesidir; asidik pH gastrointestinal yolla vücuda giren mikroorganizmalarla mücadelede rol oynar.
NICE (2006) hastanın tercihi (mümkün olduğunda),
kolaylık ve ilacın verilmesi dikkate alınarak, midesinin
içine besin verilen hastalarda bolus veya sürekli besleme uygulanmasını önermektedir. Endişeli olan ve sık
sık tüplerini çıkaran hastalara bolus besleme uygulamak daha güvenli olabilir. Yoğun bakımdaki hastalar
içinse, günde 16-24 saat boyunca nazogastrik tüp ile
sürekli besleme uygulanması önerilir (NICE, 2006).
Bazı hastalar hiperglisemik olup insülin verilmesine
ihtiyaç duyabilir. Bu durumlarda NICE (2006), 24 saat
boyunca sürekli besleme uygulanmasının daha güvenli
ve genellikle daha pratik olduğunun altını çizmektedir.
Enteral besleme ve diyare
Enteral beslemede komplikasyonlar görülebilir; bunlardan en yaygın ve ciddi olanı diyaredir (Whelan, 2007).
Diyarenin etiyolojisi büyük ölçüde antibiyotik verilmesine, hipoalbüminemiye ve kolonun patojenik kolonizasyonuna ba '