Nöroloji Hastasında Sıvı, Elektrolit ve Beslenme Durumunun Değerlendirmesi ve Bakımı
saat) yerine koyulması gerektiği anlamına gelir, çünkü
sodyum konsantrasyonunun hızlı yükselmesi daha
fazla suyun ve beyin hücrelerinden diğer moleküllerin
yer değiştirmesine neden olabilir. Bu ani değişikliğin
pons bölgesindeki nöronları çevreleyen miyelinin yok
edilmesine neden olduğu ve bundan etkilenen hücrelerde sinirsel iletimi engellediği bilinmektedir. Bu duruma merkezi pontin miyelinozu denmektedir.
Akut hiponatremi (48 saat içinde gerçekleşir) beynin
kompanse edici mekanizmaları harekete geçirmesine
zaman tanımaz ve bu nedenle, hücre ödemi ve bunu takiben KİB (kafa içi basınç)’da artış meydana gelir. Akut
hiponatremide sodyumun yerine konması daha hızlı
olabilir, hedef 1 mmol/l/saattir (Coenraad et al., 2001).
Ancak, yine de CNS üzerindeki potansiyel yan etkilere
karşı hastaların yakından izlenmesi gerekir.
Sodyum eksiklikleri giderilirken hücrelerin ozmotik değişikliklere uyum sağlayabilmesi için ilk önce
serum potasyum ve fosfor eksikliklerinin giderilmesi
yaşamsal önem taşır (Sedlacek et al., 2006).
NÖROLOJİ HASTASINDA YAYGIN
HİPERNATREMİ NEDENLERİNİN
YÖNETİMİ
Nöroloji hastasında en yaygın sodyum bozukluğu
hiponatremi olmakla birlikte, hipernatremi (serum
sodyum > 145 mmol) de genellikle serebral ödem tedavisinin bir parçası olarak veya diabetes insipidus
nedeniyle karşımıza çıkar (Aiyagari et al., 2006). Serbest suyun atılması ve bu serbest suyun y \