Nobel Tıp Kitabevleri | Page 34

TABLO 17-1 KAS İSKELET SİSTEMİ YAKINMASI OLAN HASTALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Amaçlar Doğru teşhis Tedavinin zamanında başlanması Gereksiz tanısal testlerden kaçınılması Yaklaşım Yakınmanın anatomik lokalizasyonu (artiküler veya non-artiküler) Patolojik sürecin tipinin belirlenmesi (inflamatuvar veya non-inflamatuvar) Tutulumun derecesinin belirlenmesi (monoartiküler, poliartiküler, fokal, yaygın) Kronolojinin belirlenmesi (akut veya kronik) En sık rastlanan bozuklukların öncelikle değerlendirilmesi Ayırıcı tanının düzenlenmesi Kas iskelet sistemi değerlendirmesinde, muayene eden kişi altta yatan patolojik sürecin inflamatuvar ya da non-inflamatuvar olduğuna karar vermelidir. İnflamatuvar bozukluklar enfeksiyöz (Neisseria gonorrhoeae, Artiküler ve Muskuloskeletal Bozukluklara Yaklaşım İNFLAMATUVAR VE NON-İNFLAMATUVAR BOZUKLUKLAR 211 BÖLÜM 17 rekmektedir. Artiküler yapıları, sinovyum, artiküler kıkırdak, intrartiküler ligamanlar, eklem kapsülü, ve jukstaartiküler kemik oluşturur. Non-artiküler yapılar (periartiküler) yani destek sağlayan ligamanlar, tendon, bursa, kas ve fasya, kemik, sinir ve deri bu patolojik sürecin bir parçası olabilirler. Kas iskelet sistemi yakınmaları sıklıkla eklem kaynaklı olsa da, nonartiküler yapılar daha sıklıkla altta yatan nedeni oluşturabilir. Bu potansiyel ağrı kaynaklarının birbirinden ayırt edilmesi, tecrübesiz bir değerlendirici açısından çelişkili olabilir. Ekleme ait bozukluklar, derin ve yaygın ağrı, aktif ve pasif hareketle eklem hareketini kısıtlayacak düzeyde ağrı, şişme (sinovial proliferasyon, efüzyon veya kemik genişleme nedeniyle olabilir), krepitasyon, instabilite, kilitlenme veya deformite ile karakterize olabilir. Aksine, non-artiküler yapılar, aktif hareketle ağrılı olup, pasif (veya asistif) eklem hareketi ile ağrılı olmamakta ve komşu artiküler yapıların fokal palpasyonu ile hassasiyet göstermektedir ayrıca; fizik muayenede eklem kapsülünün dışındaki yapılar bulgu vermektedir. İlaveten, non-artiküler bozukluklar nadiren şişlik, krepitasyon, instabilite ve deformiteye yol açar. Myobacterium tuberculosis), kristale bağlı (gut, psödogut), immün sistemle ilişkili (romatiod artrit(RA), sistemik lupus eritematozus (SLE), reaktif (romatizmal ateş, Reiter hastalığı) veya idiopatik olabilir. İnflamatuvar bozukluklar, inflamasyonun dört kardinal bulgusu (eritem, ısı artışı, şişlik ve ağrı), sistemik semptomlar (yorgunluk, ateş, döküntü, kilo kaybı) veya inflamasyonun laboratuvar bulguları(yüksek sedimentasyon hızı (ESH), C-reaktif protein(CRP), trombositoz, kronik hastalık anemisi veya hipoalbuminemi) ile karakterize olabilir. Eklemlerde sertlik sıklıkla kronik kas iskelet sistemi bozukluklarına eşlik eder. Ancak sertliğin şiddeti ve süresi tanı açısından önemli olabilir. Sabah sertliği inflamatuvar hastalıklarla ilişkili olabilir (RA veya polimyaljia romatika gibi); ve istirahatle artabilir, şiddetli olup saatler sürebilir ve aktivite ve anti-inflamatuvar ilaçlarla düzelebilir. Aksine, intermitan sertlik ise (jel fenomeni olarak da bilinir), non-inflamatuvar durumlarla ilişkilidir (osteoartrit (OA) gibi), kısa istirahat süreleriyle artabilir, genellikle 6o dakikadan az sürer, aktivite ile artar. Yorgunluk, inflamasyona eşlik edebilir (RA ve polimyaljia rheumatikada olduğu gibi), ancak fibromiyalji, anemi, kalp yetmezliği, endokrinopati, beslenme bozukluğu, uyku bozukluğu veya depresyonda da olabilir. Non-inflamatuvar bozukluklar, travma (rotator kaf yırtığı), aşırı kullanım (bursit, tendinit), dejenerasyon veya yetersiz onarım (OA), neoplazm (pigmente villonodüler sinovit) veya aşırı ağrılı (fibromiyalji) olan durumlar şeklinde ortaya çıkabilir. Noninflamatuvar bozukluklar; şişlik, ısı artışı, inflamatuvar ya da sistemik bulgular olmaksızın sadece ağrı ile; sabah sertliği olmadan ve gün içinde görülen jel fenomeni ile ve ayrıca normal yaşta görülebilir; laboratuvar bulguları negatif olabilir. Altta yatan patolojinin doğası ve şikayetin yeri muayene eden kişinin tanısal seçenekleri daraltmasına imkan verebilir ve böylece tanının hızlı konulmasını ve uygun tedavi seçeneğinin belirlenmesini ve hastanın devamlı takip edilebilmesini sağlayabilir. Şekil 17-1’de kas iskelet sistemi yakınması olan hastalara yaklaşım görülmektedir. Ayırıcı tanını şekillendirilmesinde, muayene eden kişi kas iskelet sistemi yakınmalarının en sık görülen sebepleri hakkında fikir sahibi olmalıdır (Şekil 17-2). Bu nedenle, genel populasyonda bu hastalıkların prevalansının bilinmesi tanının erken konmasına yardımcı olur. Travma, fraktür ve fibromiyalji bu tablonun en sık nedenleri olup, ilk muayenede göz önünde bulundurulmalıdır. Bu hastalıkların sıklığına en iyi şekilde hastaların yaşlarının gruplandırılması ile karar verilebilir. 60 yaş altı hasta grubunda tekrarlayan kullanım strain, gut (sadece erkeklerde), RA, spondiloartrit, infeksiyöz artrit sıklıkla görülürken, 60 yaş üstü hasta grubu sıklıkla OA, kristal artropati (gut, psödogut),