KLİNİK BULGULAR
AKCİĞER
ORGAN TUTULUM SIKLIĞI VE HAYAT BOYU RİSKª
Akciğer
Deri
Göz
Ekstratorasik lenf
nodülü
Karaciğer
Dalak
Nörolojik
Kardiyak
TAKİP %c
94
43
29
16
12
7
5
2
14
8
16
3
Hastalarda birden fazla organ tutulumu olabilir.
ACCESS çalışmasında 736 hasta tanılarının ilk 6 ayında değerlendirildi.
c
2002-2006 yılları arasında Cinncinnati Üniversitesi İnterstisyel Akciğer hastalığı ve Sarkoidoz Kliniğinde takip edilen 1024 sarkoidozlu
hastadan alınan veriler.
a
b
ŞEKİL 13-2
Ön arka akciğer grafisi bilateral hiler adenopati görülmekte;
birinci evre hastalık.
Sarkoidoz
Akciğer tutulumu sarkoidozlu hastaların %90’dan fazlasında ortaya çıkar. Akciğer hastalığını belirlemek için
en yaygın kullanılan yöntem akciğer grafisidir. Şekil
13-2 bilateral hiler adenopati olan sarkoidozlu bir hastanın akciğer grafisini göstermektedir. Her ne kadar
BT interstisyel akciğer hastalığına tanısal yaklaşımı
değiştirebilirse de sarkoidozun izlenmesinde genellikle tercih edilmez. Şekil 13-3 peribronşiyal kalınlaşma
ve subplevral yerleşimli retiküler nodüler değişiklikler
gibi bazı karakteristik BT özelliklerini göstermektedir.
BT’de görülen peribronşiyal kalınlaşma tanı için biyopsi alınacak granüloma işaret eder.
BT görüntüleme daha duyarlı olmasına rağmen,
akciğer tutulumunu derecelendirmek için, 1961 yılında Scadding tarafından radyolojik olarak tanımlanan
standart yöntem tercih edilmektedir. Evre 1’de sadece
hiler adenopati vardır. (Şekil 13-2), sıklıkla sağ paratrakeal bölge tutulur. Evre 2’de adenopati ve infiltratlar
birliktedir. Evre 3’te sadece infiltratlar görülür. Evre 4
fibrozis ile uyumludur. Sarkoidozda infiltratlar daha
çok üst lobda yer alırlar. Sadece birkaç non enfeksiyöz hastalıkta üst lob hakimiyeti gözlenir. Sarkoidoza
ilaveten üst lob hastalığı ayırıcı tanısında hipersensitivite pnömonisi, silikoz ve Langerhans hücreli histiyositoz da düşünülmelidir. Enfeksiyöz hastalık olarak
tüberküloz ve pnömokoksik pnömoni de üst lobu tutar.
TABLO 13-1
BAŞLANGIÇ %b
95
24
12
15
175
BÖLÜM 13
Sarkoidozun görünümü asemptomatik hastalardan,
organ yetmezliğine kadar giden geniş bir yelpazede
değişir. Asemptomatik sarkoidoz sıklığı tam bilinmemektedir. Rutin radyolojik akciğer taraması yapılan
ülkelerde, asemptomatik bireylerin %20-30’unda pulmoner olgular saptanır. Hastalığın diğer formları için
tarama yapılamadığından, sarkoidozlu hastaların üçte
birinden fazlasının asemptomatik olduğu ileri sürülmektedir.
Solunum sistemi şikayetleri içinde en sık görüleni
öksürük ve dispnedir. Bir çok olguda hastalar 2-4 haftadır bu şikayetlerden yakınır. Pulmoner semptomlar
nonspesifik olduğu için tan