Nobel Tıp Kitabevleri 2015 | Page 25

B Nörotransmitterler ve Nöromodülatörler H E D EFLER ■ ■ Bu bölümü çalıştıktan sonra: ■ ■ 7 Ö L Ü M Nörotransmitterlerin başlıca tiplerini sıralayabilmeli, Majör nörotranmitterlerin biyosentezini, serbestlenmesini, etkisini ve sinaptik aralıktan temizlenmesini özetleyebilmeli, Aminoasit, asetilkolin, monoaminler, ATP, opioidler, nitrik oksit ve kannabinoidler gibi çeşitli reseptörleri tanımlayabilmeli, Endojen peptitleri, reseptörlerini ve işlevlerini tanımlayabilmelisiniz. GİRİŞ Sinir sonlanmaları kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çeviren biyolojik dönüştürücüler olarak adlandırılırlar. Bir Alman farmakolog olan Otto Loewi’nin 1920’de gerçekleştirdiği bir gözlem kimyasal nörotransmisyon kavramının ortaya çıkmasını sağladı ve kendisine Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü’nü getirdi. Loewi, kalbe giden vagus sinirinden kalp hızını düşüren bir kimyasal habercinin serbestlendiğine dair ilk kesin kanıtı ortaya koydu. Deneysel tasarımı o yılın paskalyasında rüyasında gördü. Rüyadan uyandı, hızlıca notlarını aldı; fakat sabahleyin anlamlarını çözemedi. Ertesi gece tekrar aynı rüyayı gördü ve kurbağa kalbinde basit bir deney yapmak üzere gece 03’te laboratuvarına gitti. Biri siniriyle, diğeri siniri ayrılmış şekilde iki kurbağa kalbi izole etti. Her iki kalbe serum fizyolojik ile dolu kanüller tutturdu. Birinci kalbin vagus siniri uyarıldıktan sonra serum fizyolojik, bu kalpten siniri çıkartılan kalbe aktarıldı. Siniri çıkartılan kalpteki kasılmalar sanki vagus siniri uyarılmış gibi yavaşladı. Loewi, vagus sinirinin serbestlediği kimyasalı vagusstoff olarak isimlendirdi. Kısa süre sonra bu madde kimyasal açıdan asetilkolin olarak tanımlandı. Loewi ayrıca ilk kalbin sempatik siniri uyarılıp bu kalpten alınan serum fizyolojik ikinci kalbe aktarıldığında “donör” olan kalbin sanki sempatik sinirleri uyarılmış gibi kasılma hızının arttığını gösterdi. Bu bulgular kalbe giden sinirlerin uyarılması neticesinde sinir sonlanmalarından serbestlenen kimyasalların kalp işlevlerini düzenlediğini kanıtlamıştır. sİNAPTİK AKTİVİTENİN KİmYAsAL İLETİmİ maklar sinaptik yarıktan uzağa difüzyon, sinir sonlanmasına geri alım ve enzimatik yıkımı içeren nörotransmitterin etkilerinin ortadan kaldırılmasına giden süreçlerdir. Postsinaptik nörondaki olayların da dahil olduğu bütün bu süreçler pek çok fizyolojik faktör ve ilaçlarla değiştirilebilir. Bu yüzden farmakologlar (teoride) sadece somatik ve viseral motor aktiviteyi değil duygular, davranış ve beynin diğer karmaşık işlevlerini düzenleyen ilaçlar geliştirebilir. Nöronlardan serbestlenen bazı kimyasalların kendi başlarına çok az etkileri vardır veya doğrudan hiçbir etkileri yoktur; fakat nörotransmitterlerin etkisini modifiye ederler. Bu kimyasallar nöromodülatörler olarak adlandırılırlar. İçerdiği kimyasal aracının tipinden bağımsız olarak bir kimyasal sinapsta iletim pek çok genel basamak içerir. Birinci basamak, nörotransmitterin sentezidir. Birinci basamak nörotransmitterin genellikle sinir sonlanmasında sentezi ve sinaptik veziküllerde depolanmasıdır. Bunu sinir impulsuna yanıt olarak sinaptik yarığa kimyasalın serbestlenmesi takip eder. Serbestlenen nörotransmitter postsinaptik nöronun zarı, efektör organ (kas veya bez vb) veya presinaptik sinir sonlanmasındaki reseptörler üzerine etki eder. Süreçteki son basa- 135