Ağa Han
Mimarlık Ödülü 2013
Ağa Han Mimarlık Ödülü’nin bu yılki kısa listesinde yer alan 20 proje
arasında doğal taşı ekolojik ve geleneksel yönden değerlendiren
projeler ön plana çıkıyor.
Ü
ç yılda bir, mimarlık, planlama, tarihi
eserlerin korunması ve peyzaj mimarlığında
yeni strandartlar oluşturan projelere
verilen Ağa Han Mimarlık Ödülü’nün
finalistleri Eylül ayında Lizbon’da yapılacak
törenle açıklanıyor. Özellikle Müslümanların
varlık gösterdikleri toplumlarda, bu toplumların
ihtiyaçlarına cevap veren yapı konseptlerini saptama
ve teşvik atme amacını güden ödülün bu yılki kısa
listesine 20 proje seçildi. Bu seçim yapılırken, yerel
kaynak ve uygun teknolojileri yenilikçi yöntemlerle
kullanan ve dünyanın diğer yerlerinde bu tip
girişimlere ilham teşkil edecek inşaat programları
özellikle dikkate alındı. 1977’den bu yana 11 kere
düzenlenen ödül programında, dünyanın önde gelen
mimar, tasarımcı, sanatçı ve akademisyenlerinden
oluşan ana jüriler şimdiye kadar 105 projeyi ödüle
layık gördü. Dünyanın pek çok köşesinden 8,000’e
yakın proje belgelenerek benzersiz bir arşiv
oluşturuldu.
Bu yıl toplam 1 milyon USD’lik ödül, kısa listedeki
20 proje arasından bağımsız ana jüri tarafından
seçilecek 5 ya da 6 projeye dağıtılacak. Bu 20
aday arasında, modern bir apartman binasından,
geleneksel inşaat yöntemlerini canlandırma
çalışmasına çok farklı programları içeren ve
Afganistan’dan Filistin’e, Ruanda’dan Sri Lanka’ya
uzanan çok geniş bir coğrafyadan projeler yer alıyor.
Ağa Han Mimarlık Ödülleri Direktörü Farrokh
Derakhshani, aralarında bugünün en önemli
mimarları bulunan ana jürinin bu yıl ilginç
seçimler yaptığını belirtiyor. ‘’Bu seçimler arasında
Afganistan ve Suriye’den okullar, Sudan’dan bir
hastane, Bangkok’dan bir gökdelen ve Lübnan’daki
bir göçmen kampının yeniden inşa edilmesi var.
Bu seçimler pek çok açıdan ödülün ana odağını
yansıtıyor: Yapıların ve kamusal alanların yaşam
kalitesine etkisi... Bu şimdi çok moda olan bir
kavram ama Ağa Han Ödülü’nün ‘insan ölçeği’ ve
‘sürdürülebilirlik’ gibi kavramlardan 1977’den beri
bahsettiğini unutmamak gerekir.’’
The Aga Khan Award for
Architecture 2013
This year’s shortlist reveals projects that use
stone in both ecological and traditional ways.
T
he five to six finalists of the The Aga Khan Award for Architecture,
given every three years to projects that set new standards of
excellence in architecture, planning practices, historic preservation
and landscape architecture, will be announced this month at a
ceremony in Lisbon. 20 projects were shortlisted for this year’s
award which seeks to identify and encourage building concepts that
successfully address the needs and aspirations of societies across the world,
in which Muslims have a significant presence. During the selection process,
particular attention is given to building schemes that use local resources and
appropriate technology in innovative ways, and to projects likely to inspire
similar efforts elsewhere. The Award has completed eleven cycles of activity
since 1977, and the master juries have selected 105 projects to receive the
award. Documentation has been compiled on over 8,000 building projects
throughout the world.
The current prize fund totals US$ 1,000,000 and is presented to projects
selected by an independent master jury. The shortlist of 20 nominees
for the 2013 cycle of the Aga Khan Award for Architecture range from a
modern high rise apartment block to the revival of traditional building
techniques. Shortlisted projects, which are selected by an independent
Master Jury, are located in Afghanistan, Austria, China, India, Indonesia, Iran,
Lebanon, Morocco, Palestine, Rwanda, South Africa, Sri Lanka, Sudan, Syria,
Thailand and Yemen.
Farrokh Derakhshani, the Director of the Award, remarks: “The Master Jury,
which includes some of the most prominent architects of our time, made
interesting choices this year. For example, they chose schools in Afghanistan
and Syria, but they also chose a hospital in Sudan, a high rise in Bangkok
and the reconstruction of a refugee camp in Lebanon. In many ways, the
choices reflect a central preoccupation of the Award: the impact of buildings
and public spaces on the quality of life. Now this seems fairly mainstream,
but we must remember that the Aga Khan Award has been talking about
‘human scale’ and ‘sustainability’ since 1977”.
EYLÜL - EKİM 2013 / SEPTEMBER - OCTOBER 2013 • NATURA 11