denizin gelecek yıllarda çok önemli bir tatlı su kaynağı
olacağı gibi düşüncelere çağrışım yapıyor. Tuba İnal ile
kendisi, sanat anlayışı, heykel ve taş malzemenin sanatçıya sundukları üzerine konuştuk.
Bize biraz kendinizden, özgeçmişinizden söz eder misiniz?
Tatbiki Güzel Sanatlar, Seramik bölümü mezunuyum.
Aslında seramikçiyim. Daha sonra heykele geçtim. Seramiği çok sevmedim, içinde gramlar, sıcaklıklar gibi
çok fazla teknik konu barındıran bir sanat dalı. Kendimi çok özgür hissedemedim açıkçası… Zaten hep
hayalimde heykel vardı. Daha sonra istediğim iş olan
heykele geçtim.
DOĞAL TAŞIN
DOKUSU TUBA
İNAL’IN HEYKELİ
OLUŞTURMA
SÜRECİNE
KILAVUZLUK
EDİYOR.
Heykel yapmaya nasıl başladınız?
Dediğim gibi hayalim hep heykeldi. Ancak o zamanki
şartlar seramik okumamı gerektirdi. Hayat beni öyle bir
yöne götürdü. Ama daha sonra çok isteyip çabaladım
ve heykele geçtim.
Heykel yaparken ifade etmek istediğiniz sanatsal
kaygınızdan söz eder misiniz?
Elbette en iyiyi yapmaya gayret ediyorum. Çok çeşitli
kaygılarım oluyor. Onlara ne kadar ulaşabildiğimi, ne
kadar iyi bir eser ortaya koyabildiğimi izleyenler söyleyecek.
Ağırlıklı olarak ne tür malzemelerle çalışıyorsunuz?
Benim en çok sevdiğim malzeme mermer. Bronz da çalıştım, söylediğim gibi seramikçi olduğum için kil de
çalıştım. Her türlü malzemeyle çalıştım aslında, ama
içlerinde en tutkuyla bağlı olduğum malzeme mermer.
Taşa nasıl müdahale ediyorsunuz, heykelleri yaparken
taşla kurduğunuz ilişkiyi anlatır mısınız?
Taşla çalışmak diğer malzemelere göre daha kolay değil, hatta daha zor olduğunu söylemek mümkün. Ancak ben çok sevdiğim için belki de bana daha kolay
geliyor. Bahsettiğim gibi, seramik yaparken kendimi
hiçbir zaman özgür hissetmedim. İşin içine hep dereceler, kimya ve benzeri unsurlar giriyordu ve bunlar
malzemeyle arama mesafe girmesine sebep oluyordu.
Taşla, özellikle mermerle çalışırken kendimi son derece
özgür hissediyorum. Çünkü taş ve ben başbaşa oluyoruz, sanki başka bir süreç yok, başka bir işlem süreci
girmiyor araya. Her vuruş tek vuruş, geri dönüşü yok.
Direkt müdehale edebiliyorum. Onunla baş başayım,
hiçbir faktör aramıza giremiyor. Tüm bu sebeplerden,
kendimi en iyi taşla ifade ettiğimi düşünüyorum. Ancak
çok zor bir malzeme olduğunu kabul etmek gerekir.
Taş heykel yaparken yaşadığınız süreç diğer malzemelere
göre nasıl değişiyor? Taşla çalışma deneyiminizden bahseder
misiniz?
Taş elime gelmeden önce başka bir önemli süreçten
geçiyor taşla çalışmak… Bu da hangi taşla çalışacağımı
seçme süreci. Her taşla çalışılmaz. İşin konusuna göre,
mevzusuna göre hangi taşın uygun olduğuna, nasıl bir
renk seçmem gerektiğine, nasıl bir dokuyla anlatabileceğme göre belirliyorum çalışacağım taşı. İçimdeki
T
uba Inal is a sculptor who had quite a number of
domestic and international exhibitions s ince her
first show in 1983. She worked in collaboration
with many prominent galleries in Turkey, such as
Vakko Art Gallery, Gallery Nev and Hobi Fine Arts
Gallery. Her last exhibition, sponsored by IMMIB (General
Secretariat of Istanbul Mineral and Metals Exporters’ Association) and under the scope of Istanbul 2010 European
Capital of Culture, will take place at Kare Art Gallery during December 1-31. Some of her sculptures, produced by
natural stone, will be on display on Abdi Ipekci Street in
Nisantasi from December1 to 25.
For this exhibition, Inal focuses on the concepts of water, sea and mandala. Her emphasis on water inspires
thoughts about Istanbul, which is one of the few cities
surrounded by water, waves with the possibility of the sea
becoming a fresh water source in the near future.
Born in 1959, Inal studied ceramics at the School of Applied Fine Arts and dreamed of becoming a sculptor. According to Inal, the technical nature of ceramics production hinders the close bond between the artist and the
viewer. She could never feel completely free working with
clay. As a sculptor, she feels complete creative freedom
when sculpting stone, especially marble, to which she
feels a deep connection.
Inal starts a project by formulating a concept and a theme
for the show and meticulously selecting the stone which
best reflects the theme. She then creates a scale-model
using clay, but tries not to restrict herself to replicate it
fully. Inal explains that sculpting is an interactive process,
where she and the stone guide each other simultaneously. While enabling her full artistic freedom, stone, as a
material, also provides constant resistance, thereby altering her original plan of action. In this sense, she believes
that stone has more character and provides live input.
Inal, then, goes on to talk about her current exhibition.
She explains that the concept has been on her mind for
TUBA İNAL LETS
THE PATTERN
OF NATURAL
STONE GUIDE
THE PROCESS
OF MAKING HER
FIGURATIVE STONE
SCULPTURES.
KASIM-ARALIK 2010 • NATURA 35