Natura May - June 2012 | Page 55

GÜNEY CEPHESI TAMAMEN KIREÇTAŞI ILE KAPLI OLAN BINA, RÜZGARIN VE GÜNEŞIN YAPI ILE OLUŞTURACAĞI ILIŞKI DÜŞÜNÜLEREK TASARLANMIŞ. THE DESIGN OF THE BUILDING WITH ITS SOUTHERN FAÇADE CLAD IN LIMESTONE RESPONDS TO THE WIND AND SUN CONDITIONS OF KUWAIT CITY. ‘imajı’ açısından barındırdığı tüm risklere rağmen, SOM’un söz konusu malzemeyi kullanma biçimi, benzer olumsuzlukları bertaraf edebilecek nitelikte. Binanın sahip olduğu akışkan form ve asimetrik geometriyi elde edebilmek adına başvurduğu betondan yenilikçi ve güncel bir kullanım çıkartan SOM’un bu çabasının farklı çevrelerce de takdir edildiği görülüyor. Bunların arasında, Time dergisinin Al Hamra Firdous Tower’ı 2011 yılının en yenilikçi buluşları arasında sayması başta geliyor. Al Hamra’nın güney cephesinde yer alan yaklaşık 400 metre yüksekliğindeki beton örüntünün yapımının ardında, 500 bin ton betonun tam 15 ayrı safhada döküldüğü dört aylık bir süreç yatıyor. Üretim sürecinin böylesine uzun ve zahmetli olmasının nedeni, beton elde edilirken kullanılan çimento ve suyun karıştırılması sırasında açığa çıkan ısı. Söz konusu ısının, özellikle çöl gibi aşırı sıcak ortamların yaptığı etkiyle de birleştiğinde, betonun dayanıklılığının düşmesine neden olabildiği bilinmekte. Üretimin kademeli olarak gerçekleştirilmesi bu istenmeyen etkiyi kontrol altında tutmaya yararken, dökümün geceleri ya K