Natura May - June 2011 | Page 81

Klasik çağdaş Milanolu DorDonI MiMarlIk traverten ve MerMerin MiMari ve tasarIM potansiyelini toskana’nIn kIyI bölgesinDeki özel bir evDe gerçeğe Dönüştürüyor. classIc conteMporary DorDonI archItettI of MIlan use the archItectural anD DesIgn potentIals of travertIne anD Marble In a prIvate vIlla In a seasIDe regIon of tuscany. YAZI-TExT: GÖKHAN KARAKUŞ- FOTOĞRAF-PHOTO: PIetro SavorellI Y unan’dan Roma’ya, Rönesans, Barok ve Neoklasizm’e güçlü bir klasik mimarinin ağırlığını taşıyan İtalya’da çağdaş mimari yapmak zor iş. Bu tarihin etkilerini Rasyonalizm ve Faşist mimari gibi 20. yüzyıl İtalyan mimarisindeki klasik eğilimlerde görmek mümkün. Kuzey Avrupa’daki modern mimari yeni form ve strüktürler benimserken, İtalya’da modernizm bu klasik geçmişin formlarını içinde saklıyordu. Bu klasik tarih, bağımsız düşünen Carlo Scarpa ve Renzo Piano gibi ustaları ve Giò Ponti ve Aldo Rossi gibi mimar-tasarımcıları saymazsak, içinde pek hareket alanına izin vermiyordu. Tasarıma olan aşırı ilgi de çağdaş mimariye başka türlü bir sınırlama getiriyordu. 1960’lardan itibaren, İtalyan mimari çevrelerinde tasarımın yeri o kadar önemliydi ki, pek çok mimar aynı zamanda endüstri ve ürün tasarımcılığı yapıyordu. Mimari ve tasarımın sentezi klasik söylemden bir çıkış gibi görünse de, form ve stratejileri çok farklı bağlamlarda bir araya getirmenin handikapını getiriyordu. Aldo Rossi örneğini alırsak, bir çaydanlık ile bir mezarlığı tasarlamak arasındaki büyük fark Rossi’nin işlerinin değerlendirilmesinde tutarsızlıklara sebep oldu. Eleştirmenler mimarın yaklaşımındaki farklı yönleri açıklamakta zorlanıyorlardı. Bir yanda C ontemporary architecture in Italy is a difficult operation. It is on the one hand weighed down by the history of classical architecture, from Greek to Roman, Renaissance, Baroque, Neoclassicism. This history can be felt in the classicizing tendencies of 20th century forms of Italian architecture such as Rationalism and Fascist architecture. While modern architecture in northern Europe adopted new forms and structures, modernism in Italy always seemed to exhibit latent forms of this classic past. There was little room for movement around this classic history except for individual thinkers such as the masters Carlo Scarpa and Renzo Piano or architect designers such as Giò Ponti or Aldo Rossi. Another limit to contemporary architecture was in fact this preoccupation with design. From the 1960s on the stature of design in Italian architectural circles was such that many architects were also industrial and product designers. The synthesis of architecture and design while seemingly a way out of classicist dictate itself posed the handicap of unifying forms and strategies in very different contexts. The gap between designing a tea kettle and a cemetery for example in Aldo Rossi’s case led to inconsistent assessments of the architects work. Critics had difficulty resolving the different aspects of the architect/designer’s approach. The weight of classicism on one side and MAYIS-HAZİRAN / MAY-JUNE 2011 • NATURA 85