Natura March - April 2012 | Page 99

PrItzker Ödülü jürisinin deyimiyle: “Hem içeride, hem de dışarıda zengin bir alan deneyimiyle dikkat çeken bina, güç, pragmatizm ve duyguyu tek mekanda birleştiriyor.” The Pritzker Award jury noted that in the Ningbo History Museum, “The richness of the spatial experience, both in the exterior and interior is remarkable. This building embodies strength, pragmatism and emotion all in one.” Lv Hengzhong Wang Shu geçtiğimiz yıl Harvard Üniversitesi’ndeki bir konferansında bu felsefesinin gerekçesini şöyle açıkladı: “Geçtiğimiz 25 yıl içinde Çin akıl almaz bir şey yaptı… 5 bin yıllık bir tarihi, zengin bir kültürü ve gelenekleri olan bir ülke bütün bunları imha etmek üzere büyük bir karar aldı. Sadece geçtiğimiz 26 yıl içinde yüzde 90… Bunu yaptılar ve sonra yeni şeyler inşa ettiler; tüm dünyadan kopyaladılar… Bu felaketi gerçekleştirenler profesyonel şehir planlamacıları ve mimarlardı. Bunu hükümetle birlikte yaptılar. Ve belki bu yüzden başka bir tür mimara ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.” Wang Shu, tasarladığı yapılara ve evlere hem eleştirel hem de deneysel açıdan yaklaşırken, üretimlerinde tarihe doğrudan gönderme yapmadan geleneksel zanaatkârlık ve yapı tekniklerini, geri dönüşümlü malzemelerle birlikte kullanıyor. Mimarın ayırt edici özelliklerinden biri küçük taş blokları ve tuğla gibi sıradan inşaat malzemelerini arkitektonik yığma yöntemi ile betonarme strüktürle bir arada kullanması. Yığdığı inşaat elemanlarından açılı geometrik düzlemler meydana getirdiği bu tasarım stratejisi Shu’nun mimarlığının önemli unsurlarından birini oluşturuyor. Yığılmış ve katmanlandırılmış taş ve tuğladan meydana getirdiği yüzeylerde, sıradan, geleneksel malzemeleri modern bir ölçek ve geometride kullanıyor. Shu’nun başarısı bu küçük taş ve tuğla blokları kentin büyük mimari yapılarında kullanarak geleneği kente geri getirmiş olması. Burada doğal taş çok önemli bir yere sahip. Mimar, taşın organik yüzey ve şekillerini düzensiz geometrilerde kullanarak günümüz Çin şehirlerinin betona boğulmuş banal fonunda canlı ve farklı bir çevre yaratıyor. Wang Shu’nun doğal taş kullanımı sıradan gri bir taşın büyük kent ortamında modern bir inşaat malzemesi olarak nasıl değerlendirilebileceği konusunda önemli bilgiler veriyor. derived from Latin original “amator” means lover, today generally considered as someone who does something purely out of pleasure rather than just being work. It is now more than thirty years since China opened its doors in 1978 and initiated reforms to promote its modernization. By the 1990s, China went all-in for large-scale constructions where upon the practice of architecture has changed dramatically. At a time when Chinese builders were eagerly covering buildings in shimmering silver and gray surfaces, Wang Shu has oriented his practice in o