PrItzker Ödülü jürisinin deyimiyle: “Hem içeride, hem de dışarıda
zengin bir alan deneyimiyle dikkat çeken bina, güç, pragmatizm
ve duyguyu tek mekanda birleştiriyor.”
The Pritzker Award jury noted that in the Ningbo History
Museum, “The richness of the spatial experience, both in the
exterior and interior is remarkable. This building embodies
strength, pragmatism and emotion all in one.”
Lv Hengzhong
Wang Shu geçtiğimiz yıl Harvard Üniversitesi’ndeki bir konferansında
bu felsefesinin gerekçesini şöyle açıkladı: “Geçtiğimiz 25 yıl içinde Çin
akıl almaz bir şey yaptı… 5 bin yıllık bir tarihi, zengin bir kültürü ve
gelenekleri olan bir ülke bütün bunları imha etmek üzere büyük bir
karar aldı. Sadece geçtiğimiz 26 yıl içinde yüzde 90… Bunu yaptılar ve
sonra yeni şeyler inşa ettiler; tüm dünyadan kopyaladılar… Bu felaketi
gerçekleştirenler profesyonel şehir planlamacıları ve mimarlardı. Bunu
hükümetle birlikte yaptılar. Ve belki bu yüzden başka bir tür mimara
ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.”
Wang Shu, tasarladığı yapılara ve evlere hem eleştirel hem de
deneysel açıdan yaklaşırken, üretimlerinde tarihe doğrudan gönderme
yapmadan geleneksel zanaatkârlık ve yapı tekniklerini, geri dönüşümlü
malzemelerle birlikte kullanıyor. Mimarın ayırt edici özelliklerinden biri
küçük taş blokları ve tuğla gibi sıradan inşaat malzemelerini arkitektonik
yığma yöntemi ile betonarme strüktürle bir arada kullanması. Yığdığı
inşaat elemanlarından açılı geometrik düzlemler meydana getirdiği bu
tasarım stratejisi Shu’nun mimarlığının önemli unsurlarından birini
oluşturuyor. Yığılmış ve katmanlandırılmış taş ve tuğladan meydana
getirdiği yüzeylerde, sıradan, geleneksel malzemeleri modern bir
ölçek ve geometride kullanıyor. Shu’nun başarısı bu küçük taş ve tuğla
blokları kentin büyük mimari yapılarında kullanarak geleneği kente geri
getirmiş olması. Burada doğal taş çok önemli bir yere sahip. Mimar,
taşın organik yüzey ve şekillerini düzensiz geometrilerde kullanarak
günümüz Çin şehirlerinin betona boğulmuş banal fonunda canlı ve farklı
bir çevre yaratıyor. Wang Shu’nun doğal taş kullanımı sıradan gri bir
taşın büyük kent ortamında modern bir inşaat malzemesi olarak nasıl
değerlendirilebileceği konusunda önemli bilgiler veriyor.
derived from Latin original “amator” means lover, today generally considered
as someone who does something purely out of pleasure rather than just
being work.
It is now more than thirty years since China opened its doors in 1978 and
initiated reforms to promote its modernization. By the 1990s, China went
all-in for large-scale constructions where upon the practice of architecture
has changed dramatically. At a time when Chinese builders were eagerly
covering buildings in shimmering silver and gray surfaces, Wang Shu has
oriented his practice in o