Röportaj/Interview
Siz neden caminin bir tipolojisi yoktur diyorsunuz?
Yok demiyorum. Ben pek çok cami tipolojisi var diyorum. Çağların ve
bölgelerin üslupları olur. bunlar farklılaşırlar; minber, minare, mihrap,
kürsü, müezzin mahfili gibi litürjik öğeler vardır. Bunlar da ülkeden
ülkeye, çağdan çağa değişm iştir. Şimdi betonarme mescitler var. Hele
şimdi yapılanların içinde çok çirkinlikler var. Çinko kaplı camilere
dayanamıyorum, küçük mescitlere eklenen üç şerefeli minarelere
dayanamıyorum.
Cami öğeleri de zamanla değişir mi?
Her şey zamana uyarak değişir. Peygamberin müezzini Bilal namaza
çağırmak için yüksekte bir yerden halkı namaza çağırırmış. Sonra
Hıristiyan çan kulelerinden Ortaçağda minaresi olan cami de var,
olmayan da. Minare pek çok biçimlere girmiştir. Delhi’de Kutub minar
konik bir de kuledir. Selimiye minaresi silindirik bir kompozisyon
öğesidir. Ezan eskiden saatlere göre hesaplanır ve insan sesi ile
duyurulurdu. İnsani ve huşu veren bir yanı vardı. Şimdiki otomatik
hoparlörler bir gürültü felaketi.
İlk camilerin enine gelişmiş mekanlar olması insanlar ön safta daha çok
olsun diye mi?
Erken camilerde enine gelişmiş mekan daha ağırlıklı. Bunun safların
kıble duvarına paralel oluşması ile bir ilişkisi var. Fakat Osmanlı’da
büyük cami mekanı, kubbenin temel örtü öğesi olması sonucu farklıdır.
Türk çağının mimari başlangıcı nasıl tanımlanabilir?
Bizanslılardan alınan kentin İslami fizyonomisi büyük imaretlerle
kuruldu. Bu da önce Fatih İmareti (külliyesi) sonra Eyüp Külliyesi ile
başlar.
Türk çağı mimarisinin Fatih Külliyesi (daha doğrusu İmareti) ile
başlaması olgusu için ne diyorsunuz?
İmaret önemli bir kavram. Cami çevresinde oluşan sosyal işlevli bir
yapılar topluluğu. Bu İstanbul’da önce var. Fakat Fatih’in külliyesi bunu
bir kentsel tasarım olarak gerçekleştirmiştir.
Yeni kentin temel öğeleri nelerdi?
Zaman içinde oluşmuş odaklar var. Cami ve etrafında oluşan sosyal
merkezler. İmaret sonraki kullanımıyla halka yemek dağıtılan yer değil.
Eğitim, sağlık, sosyal yardım içeren gerçek bir toplum etkinlikleri odağı.
İmaret imar edilen alan. Fatih, Bayezid, Süleymaniye imaretleri gibi.
Divriği Ulu camisi hakkında kitaplar yazdınız. Sergiler açtınız.
Yaşamınızda epeyi yer işgal etmiş.
Ben 1965’den bu yana Divriği ile ilgilendim, inceledim, yayınladım.
Divriği külliyesi cami ve şifahane olarak Selçuklu çağının kanımca en
güzel yapıtı. Büyük bir itina ile yapılmış. Örneğin maksuresi ve maksure
kubbesi o çağın en görkemli ve iyi korumuş örnekleri. Fakat yapının asıl
büyük katkısı dünyada eşi olmayan büyük taçkapı tasarımlarıdır. Bunlara
heykel kompozisyonları olarak bakılabilir.
‘Cennetin Kapıları’ yapıtınız nasıl gerçekleşti?
Bunun dünyada eşi olmadığını 45 yıldır söylüyorum. Fakat dünyanın
gözüne sokmak gerek. Bilinçli bir öğrencim, Y. Mimar Basri Hamulu
sponsor oldu. Fotoğraflar Cemal Emden’in. İskeleler, aydınlatma
İstanbul’dan gönderildi ve fotoğraflar gece çekildi. İ.T.Ü.’de mükemmel
ve uzun süre açık kalan bir sergi yapıldı. Sergi dünyayı da dolaştı.
Divriği zaten UNESCO listesinde olan önemli yapıtlar arasındaydı. Şimdi
iyice tanındı. Fakat bu heykel kapıları koruma hala gerçekleşmedi. Ehil
olmayan eller dokunacaklar diye içim titriyor. Küçük bir deprem bile bizi
bu olağanüstü yontudan mahrum edebilir.
II. SELIM TARAFINDAN MIMAR SINAN’A
YAPTIRILAN EDIRNE SELIMIYE CAMII.
EDIRNE SELIMIYE MOSQUE, BY THE
ARCHITECT SINAN FOR SULTAN SELIM II.
40 NATURA • OCAK-ŞUBAT / JANUARY-FEBRUARY 2012