My first Magazine bulanık 2 | Page 7

R ÖZ Hürkuş Çağcıl falan benim prenslerim. Kubat’ın konuşmaya mecali yok ama iyi çocuktur. Hürkuş gençlik kılları başkanı, 30 yaşında. Aynı zamanda Ebeveyn-Ne-Der’in de başkanı, bekâr. Çocuk, başkan olmak için yaratılmış âdeta. Benim başkanlığımda da gözü var mı diye düşünmüyor değilim ama Hürkuş bağlıdır bana, severim. İstediğimiz örgütü irmik irmik örüyoruz. Başka bir örgüt olanaklı. Ve bunu hep birlikte kazanacağız… (Sırıtıyor.) - Örgüt demişken partinizin temel prensiplerinden söz etmek ister misiniz? - Zevkle… Tüzüğümüz belli. Tüzük… Çünkü neden? Tüzük önemlidir bizim partimizde. İstediğimiz tüzüğü irmik irmik örüyoruz. Başka bir tüzük olanaklı. Ve bunu hep birlikte kazanacağız… (Sırıtıyor.) - Tüzüğünüzden söz edelim o zaman. - Bizim parti olarak temel prensibimiz birbirimizle uğraşmak. Tüzüğümüzde var bu. Tüzük… Çünkü neden? Spartalılar gibiyiz. Birbirimizi dövüyoruz ki daha güçlü olalım. (Telefonu çalıyor.) Efendim Hürkuş’cuğum… Ne! Necati yönetime mi seçilmiş? Tamam ayağını kaydırırız onun… İstediğimiz yönetimi irmik irmik örüyoruz. Başka bir yönetim olanaklı. Ve bunu hep birlikte kazanacağız… (Sırıtıyor.) Röportajdayım şimdi, öptüm hadi kapat. - Yanlış anlamadım değil mi? Birbirinizle uğraşmak tüzüğümüzde var mı dediniz? - Hiç de yanlış anlamadınız. Tüzük… Çünkü neden? Bizde parti içi demokrasi var. Başka partilerde bu kavgayı göremezsiniz. Onlar demokrasiyi sandık sandıklarından tüzükten bile habersizlerdir. Onlar böyle olmuşlar (Ellerini kenetliyor.). İktidar oluyorlar ama heyhat! Neye yarar demokrasiyi bilmedikten sonra. Demokrasi öncelikle birbirini yemek demektir. Biz kurultayda alıyoruz bu kararları. Delege, kurultay, tüzük, çarşaf liste, belediye encümeni, hizipçilik… İstediğimiz demokrasiyi irmik irmik örüyoruz. Başka bir demokrasi olanaklı. Ve bunu hep birlikte kazanacağız… (Sırıtıyor.) - Bu son sözü sık sık başka şekillerde kullanıyorsunuz. Var mıdır bir sırrı? - Biz partimizin okullarından yetişmeyiz. Bize bu tür sözlerin önemli olduğu öğretildi. Mesela şunu dinleyin: “Soy gazlar dizilmişler en başa, birbirlerini soyla sopla gazlıyorlar. Geçin bu işleri! Saltanat yıkıldı! Bu elitistler bir de kükürtleri itmişler bir köşeye, aşağılıyorlar. Bununla da yetinmeyip kükürtleri asimile etmeye çalışıyorlar. Bunların adı kükürt, bunu kabul edeceksin bir kere! Sen tutup da kükürdü “S” harfiyle simgeleyemezsin! Binlerce yıldır periyodik cetvelde olan kükürdü tanıyacaksın, “K” harfiyle simgeleyeceksin! Kükürt eleman değil, elementtir! İstediğimiz periyodik cetveli irmik irmik örüyoruz. Başka bir periyodik cetvel olanaklı. Ve bunu hep birlikte kazanacağız…” (Sırıtıyor.) Nasıl ama! İnsanı element olup kükürtlerin yanında saf tutmaya kışkırtır bu son sözler. Onları söylemesem koca bir konu çöp! Hatta konuştuğumuz konunun dahi önemi yok bu sözler olduktan sonra. Milletin ateşlenmeye ihtiyacı var. Bunun için sihirli sözcükler gerekli ve tabii gülen bir yüz (Sırıtıyor.). - 7