Mucize Ruh 13. Sayı Turgut Uyar Edebiyat Kültür Sanat Dergisi 13. sayı | Page 48

Tablolar Duvarda asılı duran bir ağaç resmi. Yeşil dışında neredeyse her renk- te yaprakları, birbirinden farklı. Ağacın arkasında uzayıp giden tenha bir yol. Asfalt değil, deniz mavisi. İnsan yürümez de, yüzebilir ancak. Etrafa da bir sürü ot bitmiş. Çalılar neredeyse adam boyu. Onlarsa bildiğimize yakın; sarı, yeşil, turuncu, gri ve birazda mor tonları. Peki ya insan? Hiç yok değil. Resmin arkasında bırakmış ressam insanı. Seyretsin ve bolca düşlesin diye. Ona da özgürlük vermiş tıpkı di- ğerleri gibi. Sırf bu resim için değil, gördüğü hiçbir resmi ezberleme lüksü olmasın diye insanın, kurallar aynı ve bilindik biçimde yerli ye- rinde kalmış ama renkler her şeyi, herkesi kuralsız bırakmış. Bir adım geriye atıp, resme daha uzaktan baktığını ve daha uzaktan bakınca, daha çok anlayacağını sanıyor insan. Yanılıyor. Değişen tek şey, beyaz duvarın vücudunda tablonun kapladığı alanı biraz daha küçük hissetmek oluyor. Sadece bir his o da, gerçek bile değil. Sonra bir adım da sağa doğru kayıp, farklı bir duygunun içine bürünesi geli- yor insanın. Özgürlüğünü terk etmeyeceğini çok iyi biliyor çünkü. İçi rahat. Yeni tanışacağı görsele yabancılık değil de, yakınlık hissedece- ğinden o kadar emin ki, yavaşlamıyor beyni. O sağa kayan minik adı- mı tıpış tıpış izliyor. Mutlu olabilir. Dudaklarını yayarak gülümsüyor çünkü. Bu sefer tablo kocaman bir insan yüzüyle kaplı. Geometrik ve özellikle sert çizgiler tarafından kuşatılmış bir yüz ile tanışıyor. Port- renin içinde barınan duygular ve dışarıya yansıttığı ifade, bu sert ve keskin çizgiler yardımcılığıyla anlatılıyor. Resimdeki adam orta yaşlı, bakımsız. Vücudunun arkasında hiçbir şey yok. Sadece kan kırmızısı bir fon var, o da köpük köpük bırakılmış. Dalgalar halinde yayılıp, içi- ne almış adamı adeta. Her şeye rağmen gülümsemeye yüz tutmuş adam. Bakıyor. O mecbur olduğu için gözünü kırpmıyor, onu seyre- den kişiyse gönüllü olarak motive olmuş duruma. Göz göze gelerek kurdukları onlarca cümle içerisinden tek bir tanesini istesem, bana verirler mi acaba? 47 Adamın yavaşlayan gölgesine sığınmak zor değil. Siyahsa siyah, ka- ranlıksa karanlık. Bunu bir kere kabul edince insan, tüm ağırlıkların- dan kurtuluveriyor. En hüzünlü, en dramatik ve mateme en yakışan