MESNEVİ GÜNEŞİ | Page 170

Efendilerimiz , hepsi mecazdan çıkmışlar , ilahi aşka tutulmuşlardır .
“ Dolabın dönüşünü ne vakte dek göreceksin ? Başını çevir de hızlı ve coşkun coşkun akan suyu da gör . Görüyorum deyip duruyorsun ama onu görmenin birçok ayan beyan nişaneleri vardır . Şöyle denizin köpüğünü görüverdin mi hayran olman lazım ki denizi de göresin . Köpüğü gören , sırlar söyler . Fakat denizi gören şaşırır kalır . Köpüğü gören , niyetlerde bulunur ; denizi gören , gönlünü deniz haline getirir . Köpükleri gören , onları sayar döker . Denizi görenin irade ve ihtiyarı kalmaz . Köpüğü gören dönüp dolaşmaya düşer . Denizi görende hiçbir gıllugış kalmaz .”
( Mesnevi , V / 2905 )
Bakın Yunus Emre , yaz mevsiminde bir gece kalkıp Hazreti Mevlana ’ nın huzuruna gelmiş . Mevlana da o saatte gül bahçesini dolaşmaktaymış . Yunus Emre niyaz etmiş , Mevlana ’ da perdeler kalkık olduğundan , daha onun kim olduğunu görmeden , “ Hoşgeldin Yunus ” diye cevap vermiş . Musaffaha yapıp , kucaklaşmışlar . Mevlana hemen Yunus ’ a dönüp , “ Bana aşkı söyle Yunus ” diye hitab etmiş . Yunus da başlamış sevgiden , aşktan ,
164