MESNEVİ GÜNEŞİ | Page 171

yandığı yerden söz etmeye ; ne zaman durmaya kalksa Mevlana ona seslenmiş , “ Biraz daha , biraz daha , biraz daha ...” Ve böylece sabah ezanına kadar aşkı yadetmişler . Beraberce sabah namazını eda ettikten Mevlana ’ nın odasına gelmişler . Yunus bakmış ki rihalenin üstünde Mesnevi-i Şerif duruyor , hemen alıp okumaya başlamış ve birçok mana görmüş , dönüp Mevlana ’ ya , “ İnsanın ömrü yetmez bu Mesnevi ’ yi okumaya ” diye buyurmuş . İşte Mevlana ona şu cevabı vermiş : “ Ete kemiğe büründün , Yunus diye göründün , herkesi kendin gibi mi sanırsın , ey Yunus !”
“ O şarab ki padişahların başına sıçrar da sakinin başına altın taç koyarlar . O şarab ki fitneler , kargaşalıklar çıkarır , kullarla padişahları birbirine katar . O şarab ki kemikleri eritir de tamamiyle can yapar , o zaman tahtayla taht bir olur . Ayıkken kulla padişah suyla yağ gibidir ama sarhoşluk vaktinde tendeki cana dönerler . Heriseye benzerler , artık farkları kalmaz . Fakat bu makama varıp gark olmıyan bunu fark edemez .”
( Mesnevi , V / 3456 )
165