RAHİME HATUN
Osmaniye ilçesine bağlı Raziyeler (Kayalı) köyünün kanlı geçit mahallesinde 1890
yılında doğdu. Babası Köse Abdullah, anası Haticedir. Eşe ve elif adında iki ablası vardı.
Kendisinden küçük, Meryem adındaki kız kardeşi, Osmaniye'de evlenmiş, erkek
kardeşi Mustafa ise Raziyeler köyünde kalmıştır. Rahime Hatun, önce Demiralioğlu
İbrahim ile evlenmiştir. Bu evlilikten iki kızı vardır. İbrahim'den ayrılan Rahime, ikinci
evliliğini Vız Ali adında birisi ile yapmış bu kocadan olan iki oğlu ölmüşlerdir.
Rahime Hatunu tanıyanlar onu şöyle anlatırlar: Orta boylu, normal yapıda, esmer
tenli, ela gözlüdür. Başına, agil ve yasırmalı pusu sarardı. Sırtında Maraş abası vardı.
Kara şalvar giyer, göğsüne fişeklik takardı. Omuzunda Alman filintası denen tüfeğini
taşırdı. Ayağına ipli çarık veya yemeni giyerdi. Kıyafeti ile bir erkekten farksızdı.
Genellikle atlı gezerdi. Beden yapısı bakımından güçlü, kuvvetli idi. Onun bu durumunu
bilenler, "taşı sıksa suyunu çıkarır" demişlerdir. Kendisini vatana ve millete adamıştı.
Şu sözlerini kendisini tanıyanlar unutamamıştır: "Allah bana nusret verse yalnız
başıma düşmanı kırarım. Ölürsem şehit, kalırsam gaziyim." Osmaniye çete savaşlarına
damgasını vuran Rahime Hatun davranışlarıyla erkek arkadaşlarına örnek olurdu.
Çarpışmalara girmekten kaçınan silah arkadaşlarına cesaret verici sözler söylerdi.
Şimdi, o günkü çete savaşlarından önceki olaylara bir göz atalım : 1918 yılının Aralık
ayında Osmaniye, İngilizler tarafından işgal edildi. Üç ay sonra İngilizler yerlerini
Fransızlara bıraktılar. İşgalci Fransızlar yerli Ermenilerle iş birliği yaparak adam
öldürme ve yağmacılık eylemleriyle halka zulmetmeye başladılar. Bu duruma fazla
dayanamayan Osmaniyeliler1919 yılı Mayıs ayından itibaren örgütlenerek silahlı
mücadeleye koyuldular. Yer yer kurulan çeteler, düşmanı tedirgin etmeye başlamıştı.
Bu arada çete örgütlenmesini yaygınlaştırmak için köyleri dolaşan ele basıları bir gün
Rahime Hatun'un baba yurdu olan Kanlı geçide geldiler. Çete reisi Hüseyin Ağa ev ev
dolaşırken Rahime Hatunun bulunduğu eve de uğradı. Bu evden çete olarak kimi
alalım, diye sordu. Rahime Hatun, "Köse Abdullah ailesinden beni yazın" diye cevap
verdi. Hüseyin Ağa, "Sen kadınsın, geri hizmette çalışman uygun olur" dediyse de
Rahime bunu kabul etmedi. İster istemez Hatun'u çete listesine alan reis ona, "Sen de
Rahime on başı olarak bize katıl" demiştir. Böylece, Yanık kışla ve Karayigit
köylülerinden oluşan Kırmızı Müfrezeye Rahime Hatun denmiş oldu. O günden sonra
on başı rütbesiyle çete savaşlarına katılmıştır. Rahime Hatun, çete savaşlarında
yararlılık gösteren ve büyük hizmetleri geçen Yarpuzlu Divlimoğlu Hacı Efendi ve
Kadir Çavuş gibi kahramanlarla birlikte düşmanlarla çarpışmıştır. Günlerden beş
Ağustos 1920 Osmaniye'nin Alibeyli mahallesinden Hacı Ökkeş Ağa'nın damında
Fransız bayrağı dalgalanıyordu. Çünkü burasını düşman güçleri Karargah olarak
kullanmakta idi içlerinde Rahime Hatun'un da bulunduğu müfrezeye, bu karagahın
düşman elinden kurtarılması görevi verilmişti. Müfreze 70-80 kişiden oluşuyordu. Bu
kişilerden adları bilinenler şunlardır: Hayta Hüseyin ve arkadaşları, Yaveriye çetesi
mensupları, Yastı Kelle, Ali Kılıç, Mamık Hüseyin, Kadir Çavuş, Muhammed Hoca, Nacar
Ökkeş, Borazan Mehmed, Hacı Ali Ağa oğulları Ali ve Ahmed, Ali Bekir oğlu Ahmed.