Mayıs 2019 mayıs2019 | Page 48

Uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi ve medeniyet konularında pek çok konferans ve dersler vermiştir, aynı zamanda profesyonel bir moderatördür. Müzik, tarih, şiir, tasavvuf ve edebiyat Dr. Barkçin’in başlıca ilgi alanlarıdır. Bu alanlarda pek çok yazıları, kitapları, üniversite dersleri, tercümeleri, televizyon programları ve konferansları vardır. Aralık 2013’te klasik bir divan olan “Dîvân-ı Zerefşân”ı yayınlamıştır. Serbest ve hece ölçülü şiirleri vardır. Kalbin Aklı ِ ‫حِيم‬ َّ‫الر‬ ‫ن‬ ِ ‫م‬ ٰ ْ‫ح‬ َّ‫الر‬ ِ‫هللا‬ ‫م‬ ِ ْ‫س‬ ‫ب‬ ِ “Andolsun biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmış olduk. Bunların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır” (A’râf Sûresi, 179.ayet-i kerîme) İşte kitab ismini bu âyette geçen ‘kalbleri vardır, anlayamazlar’ ifâdesinden alıyor. Bu âyet Barkçin’e ilhâm vermiş olmalı ki; kitabı âyet üzerine binâ etmiş… Barkçin diyor ki: “Burada dikkatimizi çeken ibare şudur: ‘Onların kalpleri vardır fakat onunla gerçeği anlamazlar.’ Evet, Rabbimiz burada ‘kalbin anlamasını’ beyan buyuruyor. Bu bizim için şaşırtıcıdır. Çünkü biz hep ‘akıl, beyin’ veya ‘zihin’ ile anladığımızı sanırız. ‘Anlama’ yani ‘idrak’ bize göre sadece akıl ile mümkün olan bir şeydir. Dolayısıyla ‘akıl, beyin ve zihin’ ile ilgilidir. Kalp ise duygular ve hisler ile ilgilidir. O hâlde “kalp ile anlamak” bizim şu andaki kavrayışımızda karşılığı olmayan bir gerçek… Çünkü bize Batı usûlünce öğretilen şey şudur: Akıl idrâk eder, kalp hisseder. Akıl somutun, kalp soyutun mahâllidir. Akıl düşüncenin, kalp duygunun merkezidir. Batı düşüncesinden kompleks ile iktibas ettiğimiz bu yanlış tezat, zihinlerimizi olduğu kadar eylemlerimizi ve hayatı kavrayış ve yaşayışımızı da maâlesef kirletiyor. Kalbin bir aklı, aklın da bir kalbi olabileceğini düşünemiyoruz. O yüzden ‘rahmet peygamberi’nin aynı zamanda ‘savaşçı bir peygamber’ olması, sûfilerin aynı zamanda mücâhid olması, âlimlerin aynı zamanda mutasavvıf olması, şeyhülislamların şarap mazmunlarıyla gazeller yazması bize hep ters geliyor (...) ” Bu ifâdeleri hayranlıkla okudum. Kitabı bir görseniz her kelimenin altı çizili, her yerde notlar var… Bu bizlik değil; Dr. Barkçin’in fikrinin ve kaleminin bir semeresi aslında… 48