Mayıs 2019 mayıs2019 | Page 46

Köklü şiir geleneğimizin hemen her türünde muhtevadan şekle, üslûba kadar tam bir devamı diyebileceğimiz tarzda şiirler yazmış olması, bunun açık delillerindendir. Hece ölçüsüyle kaleme aldığı Türküsü dışında, bütün şiirleri eskinin peşini bırakmaz. Onun sanatını yeni kılan bir taraf vardır ki o da düşünce sistemidir. 17. yy. Fransız klasikleriyle beraber, 18. yüzyıl Fransız romantiklerini ve filozoflarını okuyarak yetişen Tanzimat aydınının duygu ve düşünce hususiyetleri, Ziya Paşa’da da aksetmiştir. Kendisi ve Tanzimat Edebiyatı’nın ilk nesli, eserlerinin her türlü kusurlu, noksan taraflarına ve hatta zaman zaman görülen bazı acemiliklerine rağmen Batı’dan aldıkları birtakım orijinal fikirlerle memleketimizde samimiyetle kucak açmışlardır. Ziya Paşa, sosyal ve siyasi mahiyetteki eserlerinde realizme yaklaşmış, ferdî duyguların hakim olduğu yerlerde ve bilhassa şiirlerinde ise romantizme ağırlık vermiştir. Fikren Avrupaî bir edebiyatı arzu eden Ziya Paşa, duyguları ile adeta yerli kalmaya özen göstermiştir, denilebilir. Böylece eserlerinde Doğu-Batı ikililiği garip bir şekilde var olan Ziya Paşa,Harabat eserinde klasik zevkinin çizgisinde şeklen ve rûhen eskiyi devamda kararlı görünmüştür. Bu bakımdan o, eserlerinin şeklinden ziyade fikir yönü ile, Batı tesiri altında Yeni Türk Edebiyatı’nın kurulmasında, oldukça büyük hizmetlerde bulunmuştur. Eserlerinden bazıları: Harabat (Antoloji) Terci-i Bend Terkib-i Bend Zafername (Şiir) Defter-i Âmal (Anı) Rüya (Söyleşi) Veraset Mektupları Endülüs Tarihi (Tercüme) Şiir ve İnşa (Makale) Bir çok beyti ya da mısrası günümüzde atasözü birer vecize olarak bilinmektedir: Bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir Asude olam dersen eğer gelme bu cihâna Meydâna düşen kurtulamaz seng-i kazâdan 46