Vezir Olayım Derken, Rezil Olma
Ahmet Şahan
Buğdayı bilirsiniz, hani şu her gün
yediğimiz ekmeğin özü olan buğday.
Bereketin sembolü olan cennet yemişi...
Bizim bu nimetin, âkil bir tahıl olma gibi
bir özelliği de vardır aslında. Sözlü
kaynaklarımıza baktığımızda, her daim
bilgelik ile bütünleştirmiştir atalarımız
buğdayı. Bir atasözümüzde şöyle hayat
bulur mesela; “Buğday mısıra demiş ki:
Aş ol, keş ol, hamur işine karışma.” yapamayacağı işler vardır muhakkak. Yüce
Mevla’nın herkese bahşettiği özel
yetenekleri / maharetleri vardır. Kendini
bil! Ama “Ben bunu bilirim” deme! Bu söz
her işe olur olmaz talip olma, belki de ehil
değilsindir demektir bir bakıma.
Aynı atasözünün başka bir versiyonu ise
şöyledir; Bir gün Ebû Zer el-Ğıfârî (r.a.) Resulullah
efendimiz’e (s.a.v.) gelerek, kendisini bir
beldeye vali olarak atamasını istedi.
Rasulullah (s.a.v.) efendimiz ise: "Ebû Zer!
Senin
gerçekten
zayıf
olduğunu
görüyorum. Kendim için ne istiyorsam,
senin için de onu isterim. İki kişiye bile
olsa sakın başkan olma. Yetim malına da
yöneticilik yapma!" demiştir.
Buğday Hicaz’a giderken arpaya demiş
ki; “İnce yufkaya karışma.”
Peki bu ne demek? Gelin hep beraber
anlamaya çalışalım kıymetli Dîlhane ailesi.
Aslında bu, şu demek: Herkesin yapıp,
Hadis kaynaklarında, Hz. Nebî’nin (s.a.v)
bu konuyla ilgili hassasiyetini gözler
önüne seren şöyle bir olay geçer;
43