Fikrin “Çile”sini Çeken Bir Münevver
İbrahim Baran
Türkiye’de fikir hayatına tesir eden pek
çok ismin en önemlilerinden biri son
Sultan-üş’şuara Necip Fazıl Kısakürek.
Sultan-üş’şuara, yani şairlerin sultanı… Bu
yakıştırma, kuşkusuz onun çektiği fikir
çilesinin yanında kelimelerle adeta bir
oyuncak gibi oynaması ve pek az
kabiliyetli insanın yazabileceği türden
şiirler kaleme alması nedeniyle yapılıyor.
Bununla birlikte Necip Fazıl nam-ı diğer
üstad, fikriyatını yahut daha net bir
ifadeyle davasını, şiirleriyle beraber
düşünce dünyamıza kazandırdığı ve en az
şiirleri kadar ustaca kaleme alınmış,
bugün sayısı 100’ü aşkın eseriyle bizlere
miras bıraktı.
anlamla,
Müslüman
için
hayatın
anlamının ne olduğu sorusunu da
cevaplamıştı bir bakıma:
“Anladım işi,
aramakmış
Marifet
bu,
çomakmış…”
sanata
gerisi
yalnız
yalnız
Allah’ı
çelik
Bu dizeler, bence üstad Necip Fazıl
Kısakürek’in hayatının da hasılası olmalı.
Zira, kendi ifadesiyle bohem hayatı sona
erip piri Abdülhakim Arvasi (k.s) ile
tanıştıktan sonra ömrünün geri kalanı
Allah’ı aramaya ve insanlığa davayı
haykırmaya adadı.
“Sanat, sanat için mi? Sanat, toplum için
mi?” tartışmasında, sanata yüklediği
18