Martı Eylül 2014 Sayı 44 | Page 37

Martı Eylül 2014 Son kitabınızın adı Bişnev. Nedir Bişnev’in anlamı? Bişnev farsça bir kelimedir. Türkçesi “Dinle!” demektir. Mesnevi Bişnev ile başlar. Mevlana diyor ki, “Ey aşk yolcusu, ey yalanlardan bıkan, ey gönül kırklığından şikayetçi olan, ey kendini arayan önce dinle! Dinle ki okuduğunu anlayasın, dinle ki af dilemekten önce affetmeyi bilesin. İç alemi dinlemezsen kainat kitabını nasıl okuyup anlayacaksın. Çok konuştun, sohbeti gıybetleştirdin. Yoruldun bunaldın yine de bulamadın. O halde önce dinle. Aşk nedir, olmak nedir dinle ki acılarda inlemeyesin. Bulanık akan sularda nur toplayamazsın. Dinle durul. Dinle arın. Dinle! Dinlemek birbirimiz anlamaktır, ötekileştirmek değil. Dinlemek sevgiyi paylaşmaktır, öcüleştirmek değil. Kitaptaki kahramanlardan biri ise Hace. “Aşığın görevi, maşuğunun yanına değil, yarasına gelmekti” diyor Hace, Mevlana ve Şems’in aşkından örnek verirken... Bu bana birbirimize görevli olduğumuz ve birbirimize geliş sebeplerimizin olduğunu düşündürdü... Beşeri aşk, kendimizi tanıma yolculuğumuz için önemli bir basamak diyebilir miyiz? Kendine gelmeyen aşk adına maşuğuna nasıl gidebilir ki? Kendini sevmeyen maşuğunu nasıl sevebilir. Kendini anlamayan anlamlandıramayan aşkı nasıl tanıyabilir? Kendi yolculuğumuzun farkında değilsek, yola düşmüş sayılmayız. 37