Martı Eylül 2014
1609 yılında Kösem sultanın muhteşem küpelerinde parlamaktadır İstanbul yıldızı. Kösem
boğdurulduktan sonra elmas da ortalardan kayboldu. Ta ki, Abdülaziz’in cariyelerinden
Gülfem onu bir dolapda bulana dek. Bir ay sonra Abdülaziz öldüğünde elmas cebinde
bulunur. Sultan 2. Abdülhamit taşı gördüğünde, baş kadınına broş yaptırmaya karar
verir. Venedikli kuyumcular İstanbul yıldızını bir broş haline getirirler. Abdülhamit tahttan
uzaklaştırıldığında ardında bıraktıklarının arasında bu broş da vardır.
Ve romanın son sayfaları . Yine müzayededeyiz. O yaşlı gizemli kadının yanında.Peki kim
bu kadın!
Romanın yazarı Gül İrepoğlu bir sanat tarihi profesörü. Aynı zamanda da kültürel miras
komitesi başkanı. İstanbul Yıldızı’nın bir kurgu olduğunu söylüyor. Tarihte böyle bir elmas
olmasa da, osmanlının geçmişinde buna benzer uğursuz mücevherler varmış.
Uğursuz oldukları söylense de, o ışıltılı mücevherler her zaman insanoğlunun tutkularına
pırıltılı imzalarını atmaya devam edecekler gibi görünüyor.
137