Martı Eylül 2014 Sayı 44 | Page 137

Martı Eylül 2014 1609 yılında Kösem sultanın muhteşem küpelerinde parlamaktadır İstanbul yıldızı. Kösem boğdurulduktan sonra elmas da ortalardan kayboldu. Ta ki, Abdülaziz’in cariyelerinden Gülfem onu bir dolapda bulana dek. Bir ay sonra Abdülaziz öldüğünde elmas cebinde bulunur. Sultan 2. Abdülhamit taşı gördüğünde, baş kadınına broş yaptırmaya karar verir. Venedikli kuyumcular İstanbul yıldızını bir broş haline getirirler. Abdülhamit tahttan uzaklaştırıldığında ardında bıraktıklarının arasında bu broş da vardır. Ve romanın son sayfaları . Yine müzayededeyiz. O yaşlı gizemli kadının yanında.Peki kim bu kadın! Romanın yazarı Gül İrepoğlu bir sanat tarihi profesörü. Aynı zamanda da kültürel miras komitesi başkanı. İstanbul Yıldızı’nın bir kurgu olduğunu söylüyor. Tarihte böyle bir elmas olmasa da, osmanlının geçmişinde buna benzer uğursuz mücevherler varmış. Uğursuz oldukları söylense de, o ışıltılı mücevherler her zaman insanoğlunun tutkularına pırıltılı imzalarını atmaya devam edecekler gibi görünüyor. 137