sevi’ye gelenler
İlk soru ile bağlantı kuracak olursak;
Günümüz insanı anlık yaşarken kendisinin,
akıl tutulması ardından da duygu vurgunu
yediğinin farkında değil. Oysa acılar
uyandırmalıydı onu kör uykulardan.
Kendinin içinde olmadığı bir hayatı yaşıyor
ve yönsüz bir arayışının içinde kıvranıyor.
Günümüz insanı insanlık tarihinde şimdiye
kadar hiç olmadığı derinlikte bir yalnızlığı
yaşıyor. Üstelik modern adı verilen bir
dönemde üstüne üstlük en kalabalık bir
ortamda. Yüreğine küs bir insanı kendisine
hatırlatacak ve onu içsel yolculuğa
çıkaracak tek çare: Tasavvuf.
Tasavvuf gönülleri imar eder, yaralı
yürekleri tamir eder. Günümüz insanı
hem yaralı hem yarasından bihaber. Hele
ki toplumsal hayat tam bir tımarhane
ortamına dönüşmüşken. Öfke toplumu
olduk. Bunda da en büyük suç payı
söylemlerinde ve eylemlerinde Rahmet
dini olan İslamiyeti nefret ve şiddet
dini gibi gösterenlerdedir. Halden
anlamayanların çiğ sözleri ümit peşinde
olanları inanç ve güvene karşı septik,
kuşkucu etti. Kuşkucu insan kışkırtmaya
uygun demektir. Tasavvuf İslamın güler
yüzüdür. Asık suratlara ve ekşi yüreklere
derman verecek olan da tasavvuftur. Bu
anlamda toplumsal travma eşiğinde olan
cinnet geçirmeye az kalan insanları terapi
edecek olan gönül dili tasavvuftur.
36