Ma première publication PersPective39-Yuksek | Page 14

S

Sektör

TÜRKIYE ’ DE MODERN ve ÇAĞDAŞ SANAT

Dinamizm bir noktadan sonra yıpratan , insanın benliğini yok eden ve en önemlisi varoluşsal estetiği öldüren bir savaşa dönüşüyor , bu da şu soruyu tekrardan akıllara getiriyor . Sanat sektöründe bir üslubun mantıklı sonuçlarını ne kadar sorgularsak o üslubu o kadar yok mu ederiz ?
12
Elif Sena İnci esinci @ gsuik . co
anat , bireysel özgürlük ve medeniyetçi ilerleme ideallerinin yön verdiği bir pratiğe dönüştüğünden beri anlaşılma konusunda sıkıntılar yaşadı . Özellikle modernizm “ seçkin sanat ” ve “ kitle sanatı ” olarak hep önyargıların merkezinde oldu . Aslında
Dünya ’ da , 2 . Dünya Savaşı ’ ndan sonra yer bulan bu akım , Türkiye ’ de geç ortaya çıkınca , belki de çağımız için hep çok yüzeysel kaldı . 1990 ’ lı yıllarda felsefe , sosyoloji gibi alanlardaki çevirilerin artması ve sanatçıların bu yeni söylemlerle kültürel uç noktaların olanaklarını sınamalarıyla ; ülkemizde daha fazla yer bulsa da hep eleştirilerin hedefinde kaldı . Ve bu eleştiriler sadece Türkiye ’ den değil özellikle yurtdışındaki sanat duayenlerinden geldi .
Sanatçılar ; insan hakları , bireysel özgürlükler , sansür ve cinsellik gibi konular işlerken hep Orta Doğu önyargısına sıkışıp kaldılar . Onlardan beklenen Türk motifleri , oryantalist ögeler yerine egzotik gerçekliğe yeni bir bakış açısı getirmeye çalıştılar . Mesela Harem ’ den
Protest Sanat diye de adlandırabileceğimiz bu eser , tüm tabulardan kurtulabileceğiniz , hiçbir şeyin yasak olmadığı bir dünyayı size sunuyor .
esinlenilen bir eserde ihtişam , keyif , çıplaklık ve erotizm gibi ögeler yerine ailelerinden koparılmış genç kızların acısını sanatlarına yansıttılar . Geçmişten bir görüntüyü sunarken bile bunu hep daha önceden gösterilemeyen , söylenmeyen bir şekilde yaptılar . Bedri Baykam ’ ın bu konulara dikkat
çektiği eseri “ Demokrasi Kutusu ” bütün kalıplardan uzak ; kavramsallaştırılmış sanat , farklı siyaset anlayışları gibi ögelerle beslenen ve duvarlara monte edilen çeşitli malzemelerle oluşturulan 1 metrekarelik bir özgürlük alanı … Protest Sanat diye de adlandırabileceğimiz bu eser , tüm tabulardan kurtulabileceğiniz , hiçbir şeyin yasak olmadığı bir dünyayı size sunuyor . Lakin bu ve bunun gibi eserlerden yola çıkarak gelişen , sanatçının ifade özgürlüğü bir ülkenin demokrasi seviyesini belirler düşüncesi birçok kesimin tepkisini çekti . İnsanları kargaşaya yönlendirdiği bile söylendi . Peki ya diktatöryal ve baskıcı rejime karşı bir tepki olarak yükselmiş gibi gözüken modernizm , kendi içinde bir çelişkiler bütünüyse ?
Kendinden önceki her türlü sanat akımına karşı olarak ortaya çıkan modernizm , bunu sanatıyla açıklama yoluna girdi . Yapılan her iş öncekinden daha iyi , daha ileride olmak zorunda algısıyla sürekliliğini sağladı . Ama bu dinamizm bir noktadan sonra yıpratan , insanın benliği yok eden ve en önemlisi varoluşsal estetiği öldüren bir savaşa dönüşüyor , bu da