Markanın Ürüne
Bakış Etkisi
Günsu DAĞISTANLI
ODTÜ Verimlilik Topluluğu
“Marka”, az da olsa mutlaka
herkesin hayatında yer alan
bir olgudur. Kişinin durumu,
zevkleri ve yetiştiriliş tarzı
gibi birçok kavrama bağlı olsa
da her birey doğası gereği
beğenilmeyi ve dolayısıyla
güzel görünmeyi sever. Kendi
üzerimize yakıştırdığımız
kıyafetleri, aksesuarları,
ayakkabıları, montları giymek,
takmak isteriz. Fakat bu beğeni
bizim olduğu kadar etrafın göz
zevkine de bir derece uygun
olmalıdır ki dışarıdan bakan bir
göz tarafından da kendimize
baktığımızda beğendimiz adar
beğenilebilelim. Bu noktada
markalar kadraja giriyorlar.
En küçük esnafından en
büyük holdingine kadar
her girişimcinin kendi
markası vardır, evet. Fakat
markalaşmak, kendi alanında
akla gelen ilk isimlerden
biri hatta belki de tek isim
olabilmek burada bahsettiğimiz
gibi “marka” haline gelmektir.
Markalaşma küçük bir
kartopunun yuvarlanmaya
başladıktan sonra çığ gibi
büyümesine benzetilebilir.
Güzel bir reklam, iyi bir tanıtım
veya özendirici
bir gösterim
sayesinde varlığını
insanlara belli eden
bir marka eğer
toplumun ortak
beğeni algısına
uygunsa kişiler
arasında hızla
yayılır ve gittikçe
popülerleşir. Bir
toplumdaki asıl
markalaşma bu
temel üzerine
kurulmalıdır.
Fakat günümüzde
her piyasa kendi
alanında çok
gelişmiş, yayılmış
ve rekabet her şey
haline gelmiştir.
Ancak bu
kontrolsüz, ihtiyaç
fazlası gelişmenin sebebi
yabancı markaların her alanı
istila etmiş durumda olmasıdır.
Dünyada bulunan iki yüzü
aşkın ülkelerden her birinde
tutunmuş markalar yüksek
fiyat ve tanınmışlıklarıyla
ülkemize giriş yapıyorlar.
Bu durumda, özellikle
giyim sektöründe, insanlar
psikolojik yönlendirme etkisine
girerler. Zaten büyümüş
ve marka haline gelmiş
firmaların Pazar arayışı içinde
başka ülkelere, kültürlere,
toplumlara girmesi piyasadaki
33