Marka, markalaşma
ve markalaşan kentler
kavramlarını incelemeden
önce hepimizin yıllardır
aşina olduğu başka bir
kavram üzerinde durulması
gerekir: Küreselleşme
Küreselleşmeyi daha iyi
anlamak için tarihteki
yansımasına bakmak
gerekir. Sanayi Devrimi
ve sonrasındaki süreç
sonucunda, 19. yüzyılın
ortalarında ülkelerarası
ilişkilere müdahale edebilen,
siyasal kararlar alabilen
ODTÜ Verimlilik Topluluğu
olaylarla biçimlendirildiği
dünya çapındaki toplumsal
ilişkilerin yoğunlaşması”
olarak ele almaktadır
(Giddens, 1994:62).
Yine küreselleşme
teorisyenlerinden Robert
Robertson, “farklı kültürlerin
birbirlerine göre konumlarını
dikkate alan süreç” olarak
dile getirmektedir.
Furkan KOPAR, Oğulcan DÜLGER, Uğur EKŞİ
Şehirlerin
Markalaşması
veya terminolojide rağbet
edilen karşılığı globalleşme.
Kelime anlamı olarak:
“Dünya milletlerini
ekonomi, siyaset ve iletişim
bakımlarından birbirine
yaklaşmaya ve bir bütün
olmaya götürmek” demek
olan küreselleşme, 1990’lı
yıllardan itibaren adını sıkça
duyurmaya başlamıştır.
Küreselleşme üzerinde
incelemeler yapan önemli
teorisyenlerden Antony
Giddens, küreselleşmeyi,
“geç modern dönem
koşullarının yaşandığı,
uzak yerlerin birbirleriyle
ilişkilendirildiği, yerel
oluşumların millerce ötedeki
35