Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak( 2002): Kabuklardan Fikirler
Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak( 2002): Kabuklardan Fikirler
Besna Ağın
(“ Kabuğunu çatlatmaya çalışan” lara …)“ Kendimi anlatıyorum. İçinizde ben de varım. Benim de anlatacak bir hikâyem var, diyorum. Şimdi beni dinleyin, gibi bir duygu. Şimdi söz bende. Şimdi ben kendimi anlatıyorum demek gibi sinema.” Ahmet Uluçay
42
Sinemacılar vardır, tutku kelimesinin hakkını veren. Tutkularını bazen yaşamın bile önüne geçiren. Ahmet, Anadolu’ nun küçük, izole bir köyünde yaşar. Köye bir sinema makinesi( gımıldak) gelir. 50 yılı aşkın bir süre geçer. 2011 yılında genç bir kız sinema okumaya karar verir.“ Protesto” diye bir film izlemiştir, içinde uyanan duyguları tarif edecek sözcükler bulamaz. İzlediği şeyin ne olduğunu anlamak ateşiyle yanıp tutuşuyordur; o her neyse, onu bulup hayatının merkezine koyacaktır.
Köyde yaşayan Ahmet’ in en büyük düşlerinden biri yaptığı resimlerin kımıldamasıdır. Nitekim kımıldatır da o resimleri. Düşü gerçek olur, gerçeğin içindeki düşle birlikte.
Ahmet sevdiği kadına kendini sinemayla kanıtlamak ister. Genç kız da bildiği herkese yetenekli olduğunu kanıtlayacaktır sinemayla. Çünkü kendini bildiğinden beri içinde bir şeyler yanar ve aklı hep susuzdur. Yıllar geçer, bir tek kişiye kendini kanıtlamak için bile olsa sinema yapmaya değer, der Ahmet, aralıksız filmler yapmaktadır. Genç kız ise şimdi herkesten vazgeçmiş, kendini kendine kanıtlamaya çalışır.
Ahmet eline geçirdiği eski püskü kamerayla canhıraş film çekmeye çalışır, genç kızın etrafında ise istemediği kadar imkân ve insan vardır. Ahmet’ in tutkusu ne kadar hayalse, kızın hayali o kadar gerçektir, elinin altında, gözünün önündedir. Fakat genç kız bu kadar çok imkân karşısında kendi imkânsızlıklarını yaratıp havlu atar. Ahmet ise daha yeni başlıyordur; daha fazla imkânsızlık daha çok film demektir onun için.
Derdi olmayan sinema yapamaz, doğrudur. Derdin derinliği ise asıl ölçüdür belki de. Belli ki Ahmet Uluçay’ ın dertleri ona kendi hayatını arka plana atarcasına film çektirecek kadar sağlamdır. Sağlam dert de sağlamdır, insanı sağlam yıkar.