öldürür ama jandarmaya teslim olmaz. Dağa kaçarak isyanını her kitapta genişleterek sürdürür. Sembolik bağlamda da olsa Memed karakteri genel iktidara boyun eğmezken Feyzo eğmektedir.
İktidar, üretim araçlarına sahip sınıfın ona sahip olmayanlar üzerinde kurduğu çift taraflı bir ilişkidir. Şöyle ki Maho Ağa, filmde kurgulanmış köyün-ve beş tane daha köyü vardır- tek sahibidir. Fakat köylüler olmadan Ağa’ nın sahipliğinin bir anlamı yoktur. Ağa kendini tebaasına, tebaası kendini Ağa’ ya göre tanımlar. Biri olmadan“ öteki” yaşamını sürdüremez. Köylü ve Ağa arasında simbiyotik bir ilişki vardır. Ayrıca iş gücünü sağlamak için onların var oluşları gereklidir ve aynı zamanda üretimi aksatmayacak kadar bir kısmı hayatta kalmalıdır.
Bu sebepten ötürüdür ki Feyzo’ nun ifadesiyle Maho Ağa’ nın tarlalarında ekip biçilen her üründen, üç pay kendisi bir pay köylüler alır. Köylünün aldığı bir pay onun yalnızca hayatını idame ettirmesine yetebilmektedir. Fakat bu durum sanki Ağa’ nın lütfuymuş gibi sunulur. Maho’ nun deyişine göre“ kendisi hep vermekte ve hiç almamaktadır.” Köylü üzerine kurduğu iktidar, gelenek tarafından meşrulaştırıldığından ve doğal görüldüğünden sorgulanmaz. Tam bu noktada Foucault’ un tabiriyle mekanik olarak üretilen iktidar gözlenmeye başlar. Düşünüre göre“ mahkûmu iyi davranmaya, deliyi sakin olmaya, işçiyi çalışmaya, okul çocuğunu düzenli olmaya, hastayı tedavi olmaya zorlamak için güç kullanmaya gerek kalmayan” bir ilişki biçimi gelişmektedir.
Köylü, büyük ihtimalle Maho’ nun öncülü ağalar tarafından titizlikle çarpıtılmış bir atmosfere doğduklarından, makinenin dişlilerini bozacak bilince hiç sahip olmamışlar, onlar tarafından ezilip sindirilmişlerdir. Bu süregiden sistemin doğal addedilmesinin de tarihsel geçerliliğini de sağlamaktadır. Zaman içerisinde önce mülksüzleştirilen sonra bir lütufmuş gibi kiralık topraklarda ve satılık köylerde yaşamak zorunda bırakılan halk için bu çarpıklığı devam ettiren gelenek-ki ideoloji diyebiliriz- kendi kendini üretecek seviyededir. Bu biraz da ona razı olan ve sisteme uyum sağlamış köylü sayesinde ayakta durur. Sonuç itibariyle köylü üzerinde kurulan disiplin, onların otomatik olarak Ağa’ nın istediği gibi yaşaması temelinde kurulmuştur. Bu istek ekonomik alanda Ağa adına verimli çalışacak bir işçi olmakken, sembolik anlamda onun iktidarına boyun eğmek, üstünlüğünü kabul etmek demektir. Fakat film, bu düzenin bozuluşunun hikâyesini anlatır. Trajikomik bir devrim denemesiyle sonuçlanacak olaylar sosyo-ekonomik sebeplerden başlar.
43