kopya fanzin kopya fanzin - 4 | Page 38

Friedrich Hölderlin Şiir ve Tragedya Kuramı
36

Friedrich Hölderlin Şiir ve Tragedya Kuramı

Batuhan Boz

Şiire anlamını veren uğraşın yalnızca , saf olandan çıkılıp keşfedilecek şeye doğru bir gidiş ve bu şeyden saflığa bir dönüş olduğu açığa çıkmalıdır .”

“ Şiirsel yaşam , eğer saf şiirsel yaşam olarak değerlendirilirse , içeriği bakımından , uyumluluğun gücü ve zamansal eksiklik yüzünden uyumlu olan karşıtına bağlı olur . Bu bakımdan şiirsel yaşam , kendisiyle tamamen birdir ve kendi çabasının temelinde değil , yalnızca üsluplar değiştiği zaman kendisine karşıt olur . Bazen daha esnek ya da katı , daha hızlı ya da yavaş , daha rahat ya da gergin , daha kararsız ya da hedefinden emin olması rastlantısaldır . Şiirsel yaşam , genel olarak yaşam düşüncesine ve birliğin yoksulluğuna dayanan şiirsel düşünmenin temelini atan ve bizzat yaşamı belirleyen bir şey olarak düşünülür ve uğraşına idealist-karakteristik bir tutumla başlar . O artık , uyumlu olan karşıta doğrudan bağlı değildir . Bizzat belirli bir üslup olarak bulunur ve tutumların değişmesiyle ilerler . Bir sonraki tutum , bir önceki tarafından belirlenir . Böylece şiirsel yaşam , tutumunun içeriğine , yani tutumunu kavrayan organlara göre hareket ederek yine kendi tutumuna karşı bir tavır takınır . Bunun sonucunda da hem daha bireysel hem de daha evrensel olur . Böylece çeşitli tutumlar , yalnızca saf olanın kendi karşıtını bulduğu yerde , yani bizzat çaba göstermede , genel olarak yaşamda birbirine bağlanır . Bu bakımdan saf şiirsel yaşam artık bulunamaz , çünkü her değişen tutumda tikel biçimde doğrudan kendi karşıtına bağlıdır ve bu nedenle artık saf değildir . Bütüne bakınca , çabalama yasasına göre , şiirsel yaşam ancak çabalayan bir şey olarak var olur .”
“ Şiirsel tinin uğraşısıyla ilgili olan her şey özgürlük içinde olmalıdır . Ancak böylece , uygun bir dünya ve içinde var olduğu dünyaya doğal olarak ait olan bir içgüdü yaratabilir . Kendisiyle ilgili her şeyin özgürlük içinde olması gerektiğinden , kendi bireyselliğini yine kendi sağlamalıdır . Ama şiirsel tin dünyayı kendi kendisine ve kendinde bilemez , bu yüzden dışsal bir nesne gereklidir . Bu , kendisi bir karakter edinebileceği , edinmeye kendisini hazır edeceği bir nesne olmalıdır . Bunun ardından belirlenen konuyla beraber karakter seçildikten sonra , saf tekillik ve diğer karakterler özgürlük içinde tanımlanır ve sabitlenir .”