kopya fanzin kopya fanzin - 4 | Page 19

Anlamlandırma

Anlamlandırma

Kübra Demirtaş

Ne olduğunu nasıl olduğunu ya da ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum . Gözlerimi açtığımda buradaydım . Öyle bir anda açtım ki , o an ondan sonrasını görmeye başlayacağımı biliyordum . Bundan öncesini hatırladığımda aklımda sadece dakikalar var , yüzler , bu anı unutmamalıyım diye kendimi zorladığım çok da bir anlam taşımayan kaldırım taşlarına bakışım , sonra bazı sözler , insanların yüzüme karşı adımı söyleme şekli . Film karesi diye bir şey var ya , tam olarak öyle işte . Arkam dönük , birisi sesleniyor , Kübra , kızım kollarını kavuşturma kısmetin kapanır , rüzgar suratıma vuruyor , sen ne yaparsan yap , kim olursan ol perdeyi kader kapatır , bir çocuğun boğazına sarılmışım , dedem beni omzuna almış uyurken eve taşıyor , rüzgardan altıncı yaş günü pastamı üfleyemiyorum , hava çok sıcak atletle sokaktayım , düşmanın kim olursa olsun küçük görme kızım , sana kek yaptım , genel kültür ansiklopedileri üst üste çiçek kurutuyorum , sobada hamsi pişiriyor ananem , ellerimi ıslatıp sobaya damlatıyorum , cıss diye bir ses çıkıyor , bir bayram günü hepimiz grip olmuşuz , aynı kaşıktan teyzem suyu ekmeğe emdirilmiş kuru fasulye içiriyor üçümüze , ilk bisikletim , korkunç bir rüya görmüşüm , sınıf öğretmenim elimden tutmuş eve götürürken düşüyorum , çorabım yırtılıyor , salıncakta sallanırken kardeşime tekme atıyorum , ayakkabılarımı çıkarmış parkta kuma basıyorum , terlemiş elle demire tutunmanın tuhaf kokusu , sonra çocukluğuma dair kokular , tülbent kokusu , kum kokusu , çocuk teri kokusu , dedemin sigarayla karışık harika sımsıcak kokusu , ananemin yaptığı patatesli tavuk yemeği , ıslanmış odun kokusu . Hem saniyelik hem ömürlük şeyler . Bugün bu olmamı sağlayan şey , benden çok onlar . Hayatı çocukluğumda algılama biçimim . Bence bu iş böyle , tüm zamanlar çocukluktan oluşuyor . Yetişkin hayatımızın çok büyük bir bölümü küçükken çözemediğiniz soruları anlamlandırmakla alakalı . Ne kadar büyüdüğünse bu sorulara verdiğin cevaplarla ters orantılı .

Gözümü açtığımda bir yer sofrasında oturuyorum . Önümde mütevazı sofraların ayrılmaz ikilisi çay ve çekirdek . Televizyon denen boş gürültüye saçlarıma örgüler katmak için yarışan küçük kızların sesleri karışıyor . İnsanlarla olan ilişkilerimi düşünüyorum . İçtenlikten uzak canımlar , birbirinden haz etmeyen milyon tane insan , aman yapmayalım diye düşünüp ve eleştirip iki saniye sonra canlandırılan yanlış üstüne yanlışlar , birbirimizi kandırmaktan öte gitmeyen asık suratlarımız , parlak ekrandan gözümüzü ayırmayıp sanal bir dünyada ben de buradayım mesajını paylaşmaya çalışmamız . El ele tutuşup her şeyi yenebilecekken , karamsar yazılarımızla karanlığa katkıda bulunmaya devam etmek pek iyi gelmiyor bana . İki saniye daha sonra ben de yazacağım
17