çatı çatırtılarını katbekat arttıranlar, frekanslarla hiç sorunu olmayanlar, koşucular, yollular, koşuyolu müdavimleri, aşağı imza atmayı pek sevenler, uçurtmayı vurmayalım derken kuş vurmaya çıkanlar ve kiremit yemeyi karakter meselesi haline getirenler, boş beleş bira şişelerini beş nahoş kira klişelerine sunanlar, kafiye sapkınları, kafiye sapıkları, kafiye budalaları, kafiye müdavimleri, kafiye müptelaları, kafiyemanlar, kafiye satıcıları, kafiye bakıcıları, kafiye tutucuları, kafiye yobazları, kafiye varoşları, kafiye romanları, kafiye elitistleri, kafiye ve kaybolmadı işte! akvaryumdan balık yürütenler, çırpınanlar, çırpındıranlar, üzenler, yastığın altında nefessiz kalıp iktidarlarının sarsıntısını güçlendirenler, çarpıntılar, tıkırtılar ve bunu aşk melodisi sananlar, boğulmalar, oğul çalar, kasetçalar. düpedüz gidenler, köşe başlarında bulanlar, köşe taşlarında duranlar, köse kaşlarını yağlayanlar, yaşlananlar, aybaşlarına güzelleme yazan budalalar, mevsim geçişlerinde kafayı yiyenler, eylülden bu zamana kaos kaybını ayıbını örtmede kullananlar, kuklalar, sırıtırken kapananlar, yalan yılları, yılan yolları, patikalar, perukalar ve geceyarılarında durmaksızın sevişmek yerine adaptörlerin önünde bale yapanlar, uyduruk lambalarla bezenmiş paspal noel ağaçlarına dönüşenler, dönüşemeyenler ve hamamböceklerine …
fraktallardan indiğinde, affedersin burası kaçıncı boyut.
27