kopya fanzin kopya fanzin -3 | Page 16

Soğuk

Soğuk

Deniz Baran

Bir yatak hiç bu kadar soğuk olmamıştı. Adeta kuzey kutbuna bir davetiyeydi bedenimi kaplayan saçak buz donukluğundaki kollarının arasından verdiği her nefes. Nasıl oluyordu da 2 kişi-30 derece ediyordu kavrayamıyordu. Mantığa ters bir matematikten başka bir şey değildi. Onu buzdan kalesine önüne kırmızı halı serercesine davet eden bu adamın halısına adımını attığı an parmak uçları donmaya başlamıştı aslında. O, ayakları buz kalıbına dönüşene kadar inat ve ısrarla halı yolundan içeri girmeyi seçmişti. Bu nemli yaz gecesi eritmeye yetmiyordu donmuş bedenini.

14
Usulca sarmaşık gibi gövdesini kilit altına almış saçak buzunu üzerinden çekti, doğruldu. Oraya ne zaman gitse herhangi bir eşyanın tek bir milim bile yerinden oynatılması yasak olan bir cinayet mahalline adım atmış gibi olurdu. Haftanın yedi gününün üç öğününde ne yediğini, ne giydiğini, bir yerini kestiğinde ne kadar kanadığını, kaç sinek öldürdüğünü tespit etmek için dedektif tutmaya gerek yoktu bu kardan adamın. Bir ölüyü diriltmeye çabaladığının yeni farkına varıyordu. Uğruna herkesi karşına aldığı, avukatı kesilip her bir boş vermişliği için dipsiz bir kuyu uzunluğunda mazeret listeleri yaptığı bu adam kabullenmişti hiçleşmeyi. Aydınlığı paylaşmaları mümkün değildi, ancak karanlığa şahit olabilirlerdi birlikte; iç soldurucu, ruh öldürücü bir karanlık. Vicdanı çorap söküğü gibi sonu gelmekte duygularına çelme takıyordu. Arkasına bakmadan çıkması gereken evden bir türlü çıkamıyordu. Ciğerlerini ağzından çıkarırcasına içtiği sigaranın dibi gelmişti ve dudağının yanacağını bile bile içmeye devam ediyordu. Belki de girdiği bataklıktan çıkabilmek için ilk gördüğü yılana sarılmaktan korkuyordu. Dışarı adımını attığı an stabil mutsuzluğunun yerini dengesiz tehlikelerin alması muhtemeldi.
Araftı bu, içeride donarak taşlaşabilir, dışarıda kendi ateşinin içinde kavrulabilirdi. Yerinde yeller esen güven, yalnızca kendine olandı. Kendini kendinden koruyordu bu buzdan inde. Donmak hissizdi, sinsiydi, yıpratıcılığı yakalanmanın eşiğine gelmiş bir hırsız gibi yavaşlayan kalp atışlarının arkasına gizlenmişti. Bir yangında atılabilecek çığlıkların vo-