Eğitimde Edebiyat
Seminerleri Niçin Önemli
?
Prof. Dr. Sedat Sever
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Güzel
Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve Ankara
Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Uygulama
ve Araştırma Merkezi’nin (ÇOGEM) kurucusu ve müdürü
Prof. Dr. Sedat Sever, sekizincisi için hazırlıkları süren
Eğitimde Edebiyat Seminerleri’ni değerlendirdi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2013
sonu verilerine göre, 76.667.864 olan
Türkiye nüfusunun %29,7’sini 0-17 yaş
grubundaki çocuk nüfus oluşturmaktadır. Türkiye, 22.761.702 olan çocuk
nüfusuyla Avrupa Birliği içinde en yüksek çocuk nüfus oranına sahip ülkedir.
Ülkenin geleceğini biçimlendirecek bu
büyük nüfusun, çağdaş ve demokratik
bir toplumun temel özneleri olarak yetiştirilmesi, toplumumuzun yaşamsal bir
sorumluluğudur.
Düşünen, duyarlı bireyler, çağdaş ve
demokratik bir toplumun temel özneleridir. Düşünme yetisi edinme; yaşama,
insana ve doğaya yönelik bir duyarlık
kazanma, her şeyden önce duygu ve
düşüncenin bilinçlenmesiyle olanaklıdır. Bu nedenle duygu ve düşünce
eğitimini, ülkemizin en önemli eğitim ve
öğretim sorunlarından biri olarak görmek gerekir.
Sanatçılar tarafından, çocuk ve genç
gerçekliği öncelenerek hazırlanmış
öğretici-yazınsal yapıtlar, çocukluk ve
gençlik döneminde duygu ve düşünce
26
bilinçlenmesinin en etkili araçlarıdır. Bu
araçların çocukların ve gençlerin yetişkinler dünyasına okuma kültürü edinmiş
bireyler olarak katılabilmelerinde belirleyici bir etken olduğu bilinmektedir.
Ülkemizde, çocuk ve gençlerin okuma
kültürü edinmesi önündeki en önemli
engel, çocuk ve gençlik edebiyatı kültürünün yaygınlaşmamış olmasıdır. Bilinmelidir ki, edebiyat, çocuğun gelişim
sürecinin su gibi, süt gibi temel bir besi kaynağıdır. Çocukların, gençlerin nitelikli yapıtlardan ayrı düşmesi, yoksun
bırakılması; onların yaşamdan, insan
gerçekliğinden ayrı düşmesi, başka bir
söyleyişle duyma ve düşünme yetilerinin körleşmesi demektir.
Gelin birlikte düşünelim diyorum: Kitapla, yazılı kültürle sağlıklı ve etkili bir
iletişim kuramayan; yüreğini ve belleğini sanatın, bilimin sezinletici, geliştirici
iletileriyle beslemeyen kişilerin duyarlı
insan, düşünen insan olması mümkün
müdür ? Yanıtımız hiç duraksamadan,
“hayır” olduğuna göre, çocuk ve gençlerin okuma kültürü edinebilmesi için