Keci Edebiyat 2014 Jun. 2014 | Page 15

Felsefe, şaşırma, merak etme ve hayranlık duyma halidir. Brigitte Labbé Çocukların da, yetişkinlerin de baştacı ettiği “Çıtır Çıtır Felsefe” dizisinin Türkçe’ye çevrilen 25. kitabı onuruna 7. Eğitimde Edebiyat Semineri’nde eğitimcilerle buluşan Brigitte Labbé, çocuklar ve felsefe arasındaki yolculuğuna ilişkin deneyimlerini paylaştı. Birçok okulun en çok önerdiği kitaplar arasında yer alan dizinin bilinmeyen yönlerini aktardı. bilirim ki, hem annemi ve babamı, hem de yakın çevremi, çevremdeki değerlerini, otuz beşime kadar hiç düşünmedim. Programlanmış bir yaşam sürdüm, hep böyle hissettim. Felsefe dersleriyle başlayan şey, aslında düşüncenin verdiği bir hayran olma haliydi. O duygu benim için o kadar olumluydu ki, çocuklara aktarmak istediğim şey tam da bu hayran oluştu. Sonra Sorbonne’da bir profesörle konuştum ve dedim ki: “Sizce Immanuel Kant’ı çocuklara anlatabilir miyiz  ?” Durdu, düşündü ve, “Tamam, deneyelim,” dedi. Felsefe bir dilim pasta ve bir bardak portakal suyudur. Paris’te kafe sahibi olan bir arkadaşım kitaplara bayılmıştı. “Çarşamba öğleden sonraları gel, çocuklarla şu kitap- lar üzerine felsefe sohbetleri yap,” diye önerdi bana. Kabul ettim, o da çevrede tanıdığı kasaba, manava ve dükkânlara afişler astı. Kafenin asmakatına yastıklar koyduk. Çocuklardan, yanlarında atıştırmalık bir şeyler getirmelerini istedim. Çünkü dizinin adı, Türkçe’de “Çıtır Çıtır Felsefe”, Fransa’da “Tadımlık Felsefe.” Tadımlık, çıtırdatacak bir şeyler olmalıydı. Felsefede, yemek yemek çok önemlidir. Eski Yunan’da, filozoflar bunu içki içerek yaparlardı, ama ben çocuklarla yaptığım için, biz yemek yemek zorundayız. Felsefe, sadece büyük büyük düşüncelerin o büyüklüklerle aktarılması değil, bazen de bir dilim pasta ve bir bardak portakal suyudur. Çocukları sınıftan çıkarmaya çalışıyorum. Çünkü çocuklarla o felsefi tartışmayı yapacak olan yetişkin de “bilen yetişkin” statüsünden sıyrılmak zorun- yaz 2014 13