Felsefe, şaşırma,
merak etme ve
hayranlık duyma halidir.
Brigitte Labbé
Çocukların da, yetişkinlerin de baştacı ettiği “Çıtır Çıtır Felsefe”
dizisinin Türkçe’ye çevrilen 25. kitabı onuruna 7. Eğitimde Edebiyat
Semineri’nde eğitimcilerle buluşan Brigitte Labbé, çocuklar ve
felsefe arasındaki yolculuğuna ilişkin deneyimlerini paylaştı.
Birçok okulun en çok önerdiği kitaplar arasında yer alan dizinin
bilinmeyen yönlerini aktardı.
bilirim ki, hem annemi ve babamı, hem
de yakın çevremi, çevremdeki değerlerini, otuz beşime kadar hiç düşünmedim. Programlanmış bir yaşam sürdüm,
hep böyle hissettim. Felsefe dersleriyle
başlayan şey, aslında düşüncenin verdiği bir hayran olma haliydi. O duygu
benim için o kadar olumluydu ki, çocuklara aktarmak istediğim şey tam da
bu hayran oluştu. Sonra Sorbonne’da
bir profesörle konuştum ve dedim ki:
“Sizce Immanuel Kant’ı çocuklara anlatabilir miyiz ?” Durdu, düşündü ve,
“Tamam, deneyelim,” dedi.
Felsefe bir dilim pasta
ve bir bardak portakal
suyudur.
Paris’te kafe sahibi olan bir arkadaşım
kitaplara bayılmıştı. “Çarşamba öğleden sonraları gel, çocuklarla şu kitap-
lar üzerine felsefe sohbetleri yap,” diye
önerdi bana. Kabul ettim, o da çevrede
tanıdığı kasaba, manava ve dükkânlara afişler astı. Kafenin asmakatına yastıklar koyduk. Çocuklardan, yanlarında
atıştırmalık bir şeyler getirmelerini istedim. Çünkü dizinin adı, Türkçe’de “Çıtır
Çıtır Felsefe”, Fransa’da “Tadımlık Felsefe.” Tadımlık, çıtırdatacak bir şeyler
olmalıydı. Felsefede, yemek yemek çok
önemlidir. Eski Yunan’da, filozoflar bunu içki içerek yaparlardı, ama ben çocuklarla yaptığım için, biz yemek yemek
zorundayız. Felsefe, sadece büyük büyük düşüncelerin o büyüklüklerle aktarılması değil, bazen de bir dilim pasta
ve bir bardak portakal suyudur.
Çocukları sınıftan çıkarmaya çalışıyorum. Çünkü çocuklarla o felsefi tartışmayı yapacak olan yetişkin de “bilen
yetişkin” statüsünden sıyrılmak zorun-
yaz 2014
13