Kardeş Katili
_
HALİT SERDAR SANER
Geç gelen kış baharın da gelişini geciktirmişti, alışkın oldu- Annelerini görüp görmediğimizi, havanın ne zaman kara-
ğumuz sıcaklık mayıs gibi kendini göstermeye başlamıştı. racağını, yaramaz çocuklar onlara zarar vermeye çalışırsa
Tabii biz kendimizi mart sonu nisan başı gibi bahara hazır- ne yapacaklarını falan merak ederlerdi. Parka yakın sitenin
ladığımız için tomurcuk vereli ve soğuk yiyeli çok olmuştu. çocukları genelde bizi gölgemiz için çok severdi ama arka
Gövdemiz bu işe çok üzüldü ama elden bir şey gelmezdi artık, mahalleden gelen çocuklar hem sitenin çocuklarını hem de
daha çok yaprak daha az çiçek ile geçecekti bu yaz. Serçeler bizi pek sevmezlerdi. Gövde’ye yazılar kazırlardı, alt dalları
de çok yanıldı bu yıl, nisanda yuva kurmaya başladılar üstü- koparıp birbirlerine atarlardı, yapraklarımız ile kaldırımları
müze ama birkaç gün sonra yağan kar ile hepsi tekrar çatı boyarlardı. Mecburen alışmıştık bu duruma, sokakta çocuk-
boşluklarına saklandılar. lar olsun da biraz acı çekelim varsın diyordu gövdemiz, ta ki
Ahmet’i görene kadar.
Onu ilk gördüğümde yumurtadan yeni çıkmıştı, anneleri
on gündür yuvada kuluçkaya yatmıştı ve biz de sabırsızlıkla Ahmet 8-9 yaşlarında, arka mahalle çocuklarının lideriymiş
kalkmasını bekliyorduk. Hafif bir bulut geçse bütün dallar gibi duran haylazlıkta bir çocuktu. Site çocuklarının sürekli
yuvanın üstüne doğru eğiliyordu ki aniden yağmur bastırırsa ondan bahsetmesinden anlıyorduk en çok ondan korktuk-
anne ıslanıp da kalkmasın. Okulun bitmesiyle soluğu parkta larını. Mahalle çocukları da o ne derse onu yapıyorlardı. O
alan çocuklar onu fark edip tırmanmasın diye de az koru- güne kadar bize pek zararı olmamıştı ama o sabah geldiğinde
madık anneyi. Sonunda anne kuluçkadan kalktı ve ailemize diğer çocuklara anlattıklarını duyunca bunun çok da uzak ol-
3 yeni küçük serçe eklendi. Yumurtadan yeni çıktıklarındaki madığını anlamıştı gövde. Akşam dayısının geldiğini ve ona
coşkumuzu sizlere anlatamam. Gövde bu yılın ilk yavruları- eskiden yaptıkları sapanlardan bahsettiğini anlatıyordu ço-
nın sesini duydukça dans eder gibi sallanıyordu biz de yap- cuklara. İyi sapan nasıl yapılır, nişan nasıl alınır, serçeler en
raklarımızı birbirine çarparak ona tempo veriyorduk adeta. rahat nasıl avlanır hepsini anlatmıştı dayısı. Ben de sapan ya-
pacağım diyordu çocuklara ve bunun için zaman kaybedecek
16
Günler geçtikçe yavrular büyüyor ve karakterlerini belli et- sabrı yoktu belli ki. Gövde şöyle bir kendine baktı ve sapan
meye başlıyorlardı. Kimi bir an evvel uçup kendi hayatını olabilecek kaç dalı olduğunu kontrol etti. En alttaki dallar-
kurmak istiyordu gibi asi, kimi hiç büyümeye niyeti yokmuş dan birinde daha önce ucu inceyken koparılan bir dal yarım
gibi ilgiye aç kimi de şimdiden kardeşlerinin bakımını üst- kalmıştı ve şimdi Ahmet için en uygun aday oydu. Yukarılara
lenmiş gibi anaçtı. Onu kendime yakın görme sebebim buy- baktığında ise 3 aday çıkmıştı ve maalesef bir tanesi de ben-
du belki de. Sabırsız kardeşini yuvadan düşmekten az kur- dim. Ahmet’in bana kadar uzanması çok ihtimal görünmü-
tarmamıştı, ilgiye aç kardeşini de annesi yiyecek getirmeye yordu ama bunu şimdiden bilmem gerektiğini söylemişti.
gittiğinde teselli eder gibi hali vardı. Annesi geldiğinde de Beklendiği gibi Ahmet ilk ulaşabildiği dalı gövdeye bağlanan
solucan, böcek falan getirdiyse hep ona verir kendisi ekmek yerden koparıp gövdeden aşağı inmişti. Hepimiz bundan
kırıntıları ile idare ederdi. sonra çok daha zor günlerin bizi beklediğinin farkındaydık.
Yuva benim gövdeye bağlı olduğum dalın altında olduğu için Yavru serçeler yuvadan çıkınca fazla uzaklaşmasın diye bir-
her gün onları izleyerek geçiriyordum. Onlar da aşağıyı gö- birimize sıkı sıkı yanaşıyorduk, onlar da cesaret edip gövde-
remedikleri için hep yukarı bakardı ve bizimle konuşurdu. nin dışına çıkmıyorlardı. Bizim Asi bile Anaç’ın korumasına