TKP Atılım Kongresi Taslak Rapor
rası gücün ittirmesiyle gerçekleşmiş olursa
olsun, bu çıkış, ABD projesinin iflasından
başka anlam taşımamaktadır. Buna rağmen, IŞİD’in hamlesinin, ABD’ye bölge
projelerini yenileme fırsatı sunduğu da unutulmamalıdır.
17. Sovyetler Birliği’nin dağılma süreciyle birlikte emperyalist müdahalenin odak
noktası haline gelen Balkanlar, Kafkasya
ve Ortadoğu’da yaşananlar, Türkiye’nin
iç dinamikleri üzerinde büyük baskı yapmış, sermaye sınıfının geleneksel davranış
kalıplarını zorlamıştı. AKP, biraz da bu akıl
dağılmasına yanıt ürettiği için iktidara gelmiş ve tutunmuştu. Bugün ise her ne kadar Türkiye’yi çevreleyen coğrafya sonu
gelmeyen güç mücadelelerine sahne olsa
da, emperyalist dünyanın ilgisi Pasifik ve Afrika’ya kaymaya başlamıştır. Bu gelişmenin
zamanla Türkiye’nin iç siyasetini etkilemesi
beklenmelidir.
B. BÖLGESEL
GELİŞMELERDEN
İÇ DİNAMİKLERE: TÜRKİYE
18. ABD’nin bütünüyle emperyalist sistemin bunalımından kaynaklanan kararsızlığının ve tedirginliğinin, AKP gibi siyasal çıkış
ve açılımlarını büyük ölçüde ABD faktörüne
bağlamış aktörleri hırpalaması kaçınılmazdır. Restorasyon girişiminin ikincil oyuncuları arasında yer alan AKP’nin, kendisini bir
anda oyun alanının dışında bulması, sürecin doğasıyla ilişkilidir. Suriye’de, Mısır’da,
Filistin meselesinde ABD’nin manevralarına
ayak uyduramayan AKP’nin, Ukrayna’da
topa girecek mecali yoktur. AKP, İkinci
Cumhuriyet’in payandalarından biri olan
Yeni Osmanlıcılığın çöküşüne karşı bir süre
direnmeye çalışmış, ancak direnemeyeceğini görmüştür.
19. AKP’nin yeni duruma ne düzeyde ve
nasıl ayak uydurabileceği başka bir sorundur. Örneğin sınırları açmak kolay, bir kez
açtıktan sonra tekrar kapatmak zordur.
Benzer şekilde, cihatçı unsurlara destek
vermek kolay, desteği kesmek zordur. Bütün bunlar, saha kenarına alınan AKP’nin
meşruiyet krizini derinleştiren faktörlerdir.
Çünkü İkinci Cumhuriyet’in mantığı yedek
kalmamaya dayanmaktadır. Bölgede üç yıl
öncesine göre birçok açıdan yeni ve son
derece kararsız bir durumun ortaya çıkmasının AKP’yi başka yönlerden sıkıştırmaya devam edeceği açıktır. Örneğin İran’la
ABD arasında yürütülen müzakerelerin yeni
bir uzlaşmayla sonuçlanması da, yeni bir
gerilime doğru ilerlemesi de, AKP’yi farklı
nedenlerle zor durumda bırakacaktır. Yine,
Barzani’yle sürdürülen petrol diplomasisi,
bir yandan AKP için Washington’la önemli
bir ortak zemin teşkil ederken, diğer yandan bir dizi gerilimi tetiklemektedir. İsrail’le
ilişkilerin özellikle enerji anlaşmaları üzerinden tazelenmesi, AKP’nin Washington’daki hareket kabiliyetini şüphesiz artıracak,
ancak Yeni Osmanlıcılığın tabutuna bir çivi
daha çakacaktır. Bu çelişkilerin bütünü,
dış dinamiğin AKP’nin zayıf karnı olmaya
devam edeceğine işaret etmektedir. Bu da,
ABD’nin AKP’ye ne kadar prim verdiğiyle
değil, bölge gerçekleri ve İkinci Cumhuriyet’in çöküşüyle ilişkilidir.
20. Yeni Osmanlıcılık iflas etmiştir. AKP tarafından “temkinli Türkiye burjuvazisini yeni
yatırım alanları ve pazarlar uğruna daha
cesur politikalara ikna etmenin anahtarı olarak görülen; İkinci Cumhuriyet’in istikrara
kavuşması ve konsolide olması için gerekli enerjiyi sağlayacak bir dış politika pratiği
olarak kurgulanan; ABD emperyalizmiyle
işbirliğini daha da derinleştirmek, Washington’un bölgedeki baş taşeronu haline gelmek için bir araç olarak tasarlanan; AKP
gericiliğinin ideolojik motivasyonu olan Sünni eksenini oluşturmak ve güçlendirmek için
bir yol olarak tercih edilen; gerici Arap iktidarlarıyla siyasi, ideolojik, askeri ve finansal
ilişkilerin hacmini g