KAPALI KAPILAR ARDINDAN Atılım kongresi 4 | Page 3

3 TKP Atılım Kongresi Bülteni TKP hangi dönemin ürünü ya da ‘şu 12 Eylül hikayesi’ Sözü uzatmadan sonucu yazalım: Türkiye Komünist Partisi’nin, hareketimizin, 1980’le başlayıp 1990’ların başına uzanan bir yenilgi döneminin ürünü olduğu, kendi kurucu dinamiklerinin esasen bu döneme dayandığı yönündeki saptama, kesinlikle gerçeklikten uzaktır. Hareketimizin, anılan dönemde çok önemli bir yeri doldurduğu doğrudur. Öte yandan, bu yer zaten tam olarak, “yenilgi döneminin, yeniklikle değil yeni bir çıkış için toparlanma ile değerlendirilmesi”dir. Mesele bundan ibaret de değil. Hareketimiz, kabaca 1992-1996 aralığını kendi çekirdek gücünü korumak, siyasal-ideolojik ağırlığına temel oluşturacak bir birikimi konsolide etmek için değerlendirmiş ve bunu bir siyasal parti olmakta ısrarla gerçekleştirmiştir. Nitekim, Susurluk’taki “kaza”yla açılışı yapılan “restorasyon” döneminde, meydanı “düzen solunun dizayn edilmesi” arayışlarına oturan Ufuk Uras’lı ÖDP’ye bırakmayan da bu yönelimlerdir. SİP, 1997’yi “yenilgi döneminin içe büzüşmeli refleksleri ile karşılamış” bir parti olsaydı, o yıllarda yaptığı hiçbir şeyi yapamazdı. “Türban Neyi Örtüyor?” broşürünün çıkması, soL dergisi ile yapılan müdahale, Kürt hareketi karşısında ilkeli ve müdahaleci duruş... Bunlar, 1990’ların ikinci yarısındaki SİP’i “yenilgi döneminin dinamikleriyle şekillenmiş, içe büzüşük bir parti” olarak tanımlayanları zorlayacaktır. 1993 yılında SİP’i, kadro dinamiklerine sıkışıp kalmış, “Leninizmi ifrada vardırmış”, solun ihtiyaç duyduğu toplu çıkışı yapmaya engel bir kasılma yaşayan bir hareket olarak mahkum edip partiyi terk etmiş olan Çulhaoğlu ve arkadaşlarının 2000’li yıllarda geri dönüşleri de, bugün bir tekrarını ürettiklerini gördüğümüz eleştirilerin karşılıksız kalmış olmasıyla ilgilidir. Elbette sadece bu de- ğil, “Leninizmi ifrada vardırma” eleştirisi ile girilen yol, o dönemde, çok kasılmış olduğu söylenen bir partiden daha etkili bir “siyaset” ortaya çıkaramamıştır. Geride bıraktığımız yıllar ve partimizi şekillendiren “dönem ruhu”na geri dönersek... SİP ve hele TKP, bir yenilgi döneminin refleksleri ve kurucu dinamikleriyle belirlenmemiştir. 90’ların ikinci yarısıyla ilgili söylediklerimiz, 2000’li yıllarda çok daha belirgin ve belirleyicidir. Yurtsever Cephe’yi örgütleyen TKP mi, “yenilgi dönemi” belirlenimlidir? Irak işgaline karşı ortaya çıkan halk muhalefeti içinde hem ideolojik eksen kurucu, hem de sürükleyici güç olmayı başarabilen TKP mi? Tüm bunların öznel arka planına ilişkin de bir ek yapmak durumundayız. maktadır. Üstelik bu, ülkemizin yakın tarihine ilişkin de anlayamadığımız bir idealizasyon demektir. 12 Eylül 1980 ile Haziran 2013 arasındaki dönemde Türkiye’nin sol açısından “yenilgi”yle belirlenen bir tanıma sahip olması mümkün değildir. Esasen, 1980-2013 aralığının, politik tarihimiz, ideolojik yapılanmamız ve sınıf mücadelelerimiz açısından tek bir parantez içine sığdırılması da inanılmaz bir gaftır. Bunu yapan yoldaşlarımıza tek bir şey söyleyebiliriz: Siz, yenilgilerin tadını arzu ettiğiniz gibi çıkarmakta serbestsiniz. Biz gerçekleri örgütlemeye ve gerçek bir hareket olmaya devam edeceğiz. TOPLANTI YER ve SAATLERİ Hareketimiz, 12 Eylül sürecine, kendisini “yenilgi dönemi”ne çoktan hazırlamış ve saatini “yenilgi konjonktürünü” izlemesi kaçınılmaz bir döneme kurmuş bir hareket olarak girmiştir. 1 TEMMUZ SALI Öznel olarak, hareketimiz, bu nedenle yenilgi dönemi olarak tanımlanan aralığı bir çözülme yaşayarak değil, ilk birikimini artırarak geçirmiştir. Ve yine bu nedenle, hareketimiz, bir zayıf halka adayı olduğunu söyleyegeldiği ülkesinde her yaprak kımıldayışında uygun siyasal araçları geliştirme konusunda benzersiz bir reflekse sahip olmuştur. 2 TEMMUZ ÇARŞAMBA TKP’nin 1980’li yılların yenilgi psikolojisi ile belirlenen bir kadro dinamiğine ve bununla şekillenen bir iç dokuya sahip olduğu, partinin merkez kadrolarının bu kavramlarla açıklanabilecek bir “kuşak” olarak tarif edilmesi gerektiği ve benzeri görüşler, özellikle partimizin 1990’lı yıllarda başardığı şeyi görmezden gelmek ve üzerini örtmekten başka bir anlam taşımaz. Ne yazık ki, bazı kıdemli yoldaşlarımızın hareketimizin kadro kaynaklarına ilişkin yirmi yıldır süregelen saplantıları buna neden ol- Antalya, Antalya Parti Binası, 20.00 İstanbul Üniversite-Lise, NHKM Ruhi Su Salonu, 20.00 Bursa, Bursa Parti Binası, 19.00 Kocaeli, Kocaeli Parti Binası, 19.00 3 TEMMUZ PERŞEMBE Denizli, Polka Kitap Kafe, 19.30 İstanbul Kadıköy, NHKM Ruhi Su Salonu, 20.00 İstanbul Şişli-Sarıyer, Şişli Parti Binası, 20.30 Muğla, Muğla Parti Binası, 17.00