Bazense içinde rahatça salınan bir konuşma hiç bilemediği bir damarda
ilerleyerek aynı bağlantıyı kurabiliyordu; hatıra yatağına üzerindeki
örtüyü kaldırarak girebiliyordu. Bu olduğundaysa, yaptıklarıyla korkaklığı
beraberce düşünme başlıyordu. Eve dönmeden önce bu duygularla yola
koyuldu, oraya, sevdiği yegâne yere… Kamera çantasındaki defterini
çıkarttı;
Seninle karşılaşmayı başarıyorum, belki de, başarıyoruz… Çoğunlukla ansızın olan
rastlaşmalarla, seninle hâlen buluşabiliyorum. Çoğunlukla ansızın çünkü bazen bu
çoğunluklarda fark etmiyorsun beni... Kimi zaman yanından geçip gidiyorum, hem de ne
gitmek! Belirsiz bir süre, orada beliren tavrının yanına kamp kurabiliyorum adım atmaya
devam ederken. Galiba birbirimizi nasıl bulacağımızı iyi biliyoruz. Ve nedense seni her
gördüğümde, göğsümde yaban bir mutluluk beliriyor, canımı yaksa da ona hürmetle
muamele etmeye çabalıyorum… Zamanın aldatıcılığına burada eşlik etmek ne güzel…
Eve dönmek üzere oturduğu yerden kalktı. Kamerasını boynuna astı,
gömlek yakalarını düzeltti, yürümeye başlamadan önceyse ceplerini
yokladı.
17
Devam edebilir…