Üstünü değiştirdikten sonra etrafı toparladı. Sehpanın üstü, dolabın içi,
mutfak tezgâhı, üzeri tozlanmış bazı eşyalar… Son olarak kahvaltısını yapıp
dışarı çıkmadan önce pencereler, prizler ve ceplerine baktı. Kamerasını
boynuna geçirip kapıyı kilitledi. Merdivenlerden inmek üzere döndüğünde
minik bir ses; ‘’Sana masal anlatıyım mı?’’ diye sordu. ‘’Demek çizgi
filmi beğenmedin?’’ dedi. Minik kız bu soruyu ‘’Cık!’’ diye cevapladığında
yüzündeki gülücük bir başka şeffaf yanaklı çocuğun karşısında derinleşti.
‘’Tamam, hadi anlat bakalım!’’ dedi ve dinlemeye koyuldu.
Şeffaf yanaklı kız ellerini birbirine geçirerek derin bir nefes aldıktan sonra
anlatmaya başladı;
‘’Bir düşmüş kız varmış, bu düşmüş kız bir gün cadıya denk gelmiş, resim
yapmayı sevdiği için,’’
‘’Kız mı resim yapmayı severmiş?’’
‘’Evet,’’
‘’Hah, sonra.’’
‘’Gerisini yarın anlatayım mı?’’
‘’Unuttun mu yoksa!’’
‘’Cık,’’
‘’Tamam, o zaman, hadi anlat.’’
‘’İşte, cadı düşmüş kıza resim yapmayı sevdiği için fırça vermiş,’’
‘’Hah, anladım.’’
‘’Ama cadının fırçası siyah renkten başka bir resim yapamıyormuş,’’
‘’Hi!’’
‘’Ama kız çok güzel resimler yapmak istiyormuş hep…’’
Annesi seslendiğinde hızlıca uzaklaşan şeffaf yanaklı kız, arkasında koca
bir kramp bıraktı neredeyse boş olan midesine. Duvardan destek alarak
eğildiği yerden ayağa kalktı, kamerasını düzeltti ve ‘’Bir gün, ondan benim
için bir resim çekmesini istemeliyim.’’ Dedi.
Devam edebilir…
15