Kalabalık Dergi Kalabalık Dergi 5. Sayı | Page 8

Ekim 2013 KALANLAR [email protected] Sevgilim benim. Elf prensesi kadar güzel sevgilim. Hava biliyor, toprak biliyor, su biliyor o parktaki her ağaç tek tek biliyor seni nasıl sevdim. Nasıl telaşla ellerim ayaklarıma dolaşırcasına heyecanla sevdim. Görmeden duymadan dokunmadan saf bir aşkla sadece aşkla sevdim. Kuş kadar canın, nefesin. İncinmeyesin diye pamuklara sararak sevdim. Güneş saçlarını parmaklarımdan akıtarak gökyüzü gülüşünü kalbimde saklayarak sevdim. Sevgilim benim. Girdiğim dördüncü sokaktaydı bedenin. Yerde sessiz, kimsesiz. Bir metre ilerinde başını ezip geçen… o güzel başını ezip geçen gaz kapsülü. Boynunla omzunun birleştiği yere saplanmış, bembeyaz teninden gül rengi kan akıtan plastik mermi. Kaç kişi geldiler sevgilim. Gözlerindeki korkusuzluk mu korkuttu onları. Kuş kadar bedenin, seni benden ,ellerimden, kollarımdan, göğsümden, dudaklarımdan kopartacak kadar nasıl korkuttu onları. Nasıl kıydılar sevgilim. Üzerine çiçekler çizdiğin gaz maskeni mi tehdit olarak gördüler Ada, cevap ver n’olur kurtar beni. Seni benden alıp toprağın altına sokan kim ? Korkma sevgilim, sakinim. Sadece gittikçe dayanılmaz oluyor. Biz kalanlar yaşayamıyoruz, yaşatmıyorlar. Ali İsmail’e yaptıkları zulmün görüntüleri ortaya çıktı geçenlerde. Ona nasıl vurduklarını görsen dayanamazdın. Ona reva görülen bu nefreti anlayamazdın sevgilim. Sonbahar geliyor Ada. Yanlış anlama herkese değil. Sadece kalanlara. (Ada ve Mehmet’in hikayesi tamamen kurgudur. Ancak Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Mustafa Sarı, İrfan Tuna, Mehmet Ayvalıtaş, Ali İsmail Korkmaz ve onların hikayeleri tamamen gerçektir). Yağmur GİRİŞKEN 8 Kalabalık