Kalabalık Dergi Kalabalık Dergi 4. Sayı | Seite 38
Kalabalık Ağustos 2013
Falco peregrinus japonensis, diğer türe göre daha önceden Johann Friedrich Gmelin adlı bir doğa bilimci tarafından
tanımlandı ve kökeninin Sibirya’ya kadar uzandığını ortaya çıkardı. Bu türün Japonya’daki popülâsyonu göçmenlikten
vazgeçerek evcilleşmiştir. Rengi Honshu’daki akrabasına göre daha koyudur.
Görünen o ki uzaklaşmaların doğurduğu çeşitlilik bazen türlerin iç benliklerinin kaybolmasına neden olurken, güzelliklerinden kaynaklı evcilleştirme hareketleri onları soylarını tükenme durumuyla karşı karşıya bırakabiliyor.
En büyük…
Etrafı tamamiyle denizlerle çevrili ve en büyük geçim kaynaklarından birinin balıkçılık olduğunu düşürsek; bazı türleri
kıyılara ulaşmasa bile Japonya’nın zengin bir deniz kültürüne sahip olduğu açıktır. Japonlar oldukça fazla balık tüketen
bir toplumdur. Hatta balık ihtiyacının %40’ını dünyanın diğer ülkelerinden ithal ederek sağlamaktadır.
Japonya’daki çoğu çiftlikte koruma altına alınmış bir tür
bulunmakta; Dev Japon örümcek yengeçleri (Macrocheira
kaempferi). İlginç olma niteliklerini ilk başta isimlerinden
kazanıyorlar. Örümceğe benzeyen bir anatomik yapıda
gözükseler de sınıflandırmada kabuklularla akrabadır. Belirli
zamanlarda büyüklüğünü aldırış etmeden kabuk değiştirmekle
yepyeni bir görünüme sahip oluyorlar.
10 bacağıyla Büyük Okyanus’un derinlerinde aldıkları yolda
milyonlarca çeşitteki güzellikleri seyretme fırsatı buluyor ve
Japon kıyılarına yanaşıyorlar. Yol arkadaşı olarak derinlikleri
seven küçük Japon köpek balıkları bir nebze tehtid unsuru
olsalar da, yengecin büyüküğünün katkısıyla göz ardı
ediliveriyorlar. Onların diğer yengeçlerden farkı, her bir
bacağının 3-4 metreyi bulmasıdır. O bacaklar