Kalabalık Ağustos 2013
PASİF DİRENİŞ : ANİME
Ağustos sayımızın sineması oldukça zorladı beni. Japon beyaz perdesine el atalım dedik amma az kalsın elimizde
kalıyordu. Yazımın sonlarına doğru öz eleştirimi de yapmış olduğum ,cahilliğime yanıp yüzüm kızararak yazdığım bu
sayımızın dizisini Anime’lere ayırdık.
Animasyon değil tabii ki Anime dediğimiz bu kültür. Vikipedi’nin
açıklaması ise ‘’animasyon veya çizgi film anlamına gelen Fransızca
kökenli, Japonca bir kelime’’. Nasıl yahu? Şöyle ki Japon çizgi filmi
denebilir, aslında çizgi film demeye bile bin şahit. Çünkü sadece
birkaç ülkede çizgi film sanısı var ve Türkiye’de bunlardan biri.
Tanıyoruz esasen bu anime dediğimiz şeyleri: Pokemon, Heidi, Şeker
Kız Candy, Tsubasa…
Kafa karıştıracak bir tanım daha koymakta fayda var. Animeler,
animasyon değil çünkü elle de çizilebiliyor karakterler; çizgi film değil
çünkü her yaştan insanı etkileyen gerek aksiyon, gerek dram, gerek
macera gibi birçok konu çevresinde de gelişebiliyor.
Japonya’da bu kültür çocukların okul dışında sabahları kalkıp da
izlediği bir televizyon programı olarak görülmüyor, akşam vakitleri
yani herkesin izleme imkânının en yüksek olduğu saatler seçiliyor
yayım için ve tıpkı bizim dizilerimizde olduğu gibi, yaş sınırının
olduğu animeler de mevcut.
Anime deyince akıla Osamu Tezuka ve Miyazaki Hayao geliyor. Tezuka animenin kurucusu, Miyazaki ise en büyük
anime şirketi Ghibli’nin sahibi. Tezuka hakkında pek bir bilgiye erişilemiyor aslına bakılırsa, küçük yaşta 8 mm.lik bir
kamera ile animeler çekmeye başlıyor ve o dönemin en tanınan ismi olan Walt Disney’den etkileniyor. Boynuz, kulağı
geçiyor olsa gerek ki Disney sonraki yıllarda Anime filmlere yatırım yapmaya başlayacaktır.
Animelere baktığınızda dikkat çeken bir başka unsur
karakterlerin Japonlara benzemiyor olması. Uzun bacak ve büyük
göz; minyon tipli, çekik gözlü Japonlarla oldukça alakasız… Bu da
etkilenme dediğimiz varyasyonsuzluğun Disney’den yansıması.
2.Dünya Savaşı’nın, ağır kayıpların ülkesi yaptığı Japonya,
kalkınmasını ABD üssü destekli yürütürken ısıtılıp ısıtılıp
önlerine konan bir kültür karmaşası yaşıyordu. Bu kültürün bir
diğer yansıması olan ithal çizgi roman, pasif direnişin imgesi
Manga’ları doğuracaktır.
32