Kalabalık Dergi Kalabalık Dergi 4. Sayı | Page 10

Kalabalık Ağustos 2013 Adını, yaşını, neden bu kadar hüzünlü olduğunu bilmiyordum. Ancak her hareketini beynime işlemiş, ezberlemiştim. Her gün mutlaka dizlerinin üzerinde biten bir elbise giyiyordu. Sahnede yerini alana kadar kimseye bakmıyor, sandalyesine oturmadan önce seyircisini belli belirsiz selamlıyordu. Sandalyesine oturduğunda sağ bacağını sol bacağının üzerine atıyordu. Daha sonra dağınık saçlarını uzun bir çubukla karmakarışık topluyordu. Çubuk üçüncü ya da dördündü şarkı sonunda saçından düşüyor, saçları tekrar omuzlarına dökülüyordu. Şarkı söylerken yalnızlaşıyordu. Yüzü bazen acı çekiyor bazen umutlanıyordu. Ama mütemadiyen hüzün doluydu. Onunla ilgili her şeyi öğrenmek istiyordum. O her gece karşımda duran güzel bir sırdı. Kimse hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Grup arkadaşları ona Mavi diye sesleniyorlardı. Gözlerinin rengi sebebiyle ona bu adı takmışlardı. Sadece bu. Onunla ilgili bildiğim tek şek sahne adıydı. Bu bana yetmiyordu. Tüm hücrelerime dolmuş bu kadınla ilgili büyük bir bilinmezliğin içindeydim. Bir gece Mavi’nin bardaki programı bittikten sonra sahilde oturuyordum. Benim için büyük bir mucizenin gerçekleşeceğinden bihaberdim. Birden arkamda onu hissettim. Yavaşça kumsala indi, yanıma oturdu. Elim ayağıma dolaşmıştı. Konuşmaya çalışıyordum ama ağzımdan anlamsız kem kümlerden başka bir şey çıkmıyordu. Bana doğru döndü ve direkt gözlerimin içine baktı. Ne bir milim aşağı ne bir milim yukarı, tam gözlerimin içine… Sonra yavaşça bacaklarını karnına doğru çekip elleriyle kavradı. Bir süre böyle kaldıktan sonra bana: “Hayatta her cümlenin sonunu hayatın zorluğuna bağlamak mümkündür biliyor musun Ali? Çünkü ana fikir budur, zorluk. Adını nerden bildiğimi boş ver şimdi. Bir sabah uyanıp bilinmezliğin içine doğru yola çıkacak kadar cesur olduğunu da biliyorum. Aslında sadece hissediyordum. Ama şimdi, gözlerine bakarken bundan eminim. Birbirini kovalayan günlerin aynılığı sana zor gelmiş olmalı. Şimdi de benimle ilgili bilmediğin şeylerin zorluğu içindesin. Çözemediğin için bırakıp yoluna devam edemiyorsun. Ben yarın buradan gidiyorum Ali. Senide kendimi de azat ediyorum. Bu kasabada sana kendimle ilgili söyleyeceğim bir iki şey dışında hiçbir şey bırakmıyorum. Çünkü ancak izsiz olduğumda yaşayabiliyorum Ali. Adım Nehir. Üç yıldır oradan oraya bedenimi sürüyorum. Çünkü üç yıl önce ruhumu kaybettim. Üç yıl önce bir şair ile evliydim. Şairler beyinlerini Allahtan ecelleri olarak alırlar bilir misin Ali? Üç yıl önce şairimi kaybettim. Şimdi bende onun şiirleri gibi sahipsizim. Yarın buradan gidiyorum Ali. Nereye olursa. Çünkü ölemiyorum. İnsan ölemeyince gidiyor Ali. Şimdi sen sanıyorsun ki hayatında bir boşluk vardı ben o boşluğa uyan parçayım. Sakın inanma Ali. Ben başlı başına bir boşluktan ibaretim. Ben gidiyorum Ali, hoşça kal” dedi. Ben Ali. Nehir’i o geceden sonra sayamadığım kadar şehirde aradım. O gece bu gecedir bir zerre izini bulamadım. Ben Ali. Nehir’le birlikte ne kaybettimse bir daha hiç bulamadım. BBVXq'