Kalabalık Dergi Kalabalık Dergi 1. Sayısı | Page 31

Kalabalık Mayıs 2013 Hayvanlar üzerinde yapılan bu az miktardaki araştırmaların bile bilime çok büyük katkıları vardır. Bunlara bir örnekse; çoğunlukla amerika’daki akarsularda yaşayan Somon balıkları üzerinde yapılan çalışmadır. Somon balıklarının her bir akarsuyun kokusunu ayırt edebileceği görüşü ortaya atılmış ve alınan sonucun boyutu insanı hayretlere düşürürebilir niteliktedir. Özel bir burun yapısına sahip olan bu muhteşem varlıklar gelişmiş beyin-sinir uyumuyla algılama kapasitesindeki sınırları zorlayarak kendi doğdukları akaryusu bulabilirler. Düşürsek; kaçımız bir kaç gün önce girdiği ortamı ya da kendi evimizin yolunu koklayarak bulabiliriz ? Bu insanın algılama kapasitesi için çok zor bir durumdur. Bu yeteneğe sahip olsaydık “ Perfume” filmindeki Jean gibi bunun farkında varıp, geliştirerek iyi yönde kullanmak yerine belki de bu algının esiri olabilirdik. Ya da tam tersi masumane bir algının fazlalığının bizi sürükleyebileceği akarsuyun kendi evimiz olduğunu anlamak uzun sürmeyebilirdi. Vahşi bir ormanda yaşadığımızı hayal edersek; bal arılarının kendi aralarında algılayabildikleri kokuları (feramon) anlayamaz ve Kızıl arı kuşundan kaçamaz, bir tehlike yaklaştığında hassas kulaklı ceylanlar gibi algılayıp oradan uzaklaşamaz, gecenin alacakaranlığında kedigiller gibi göremez, temiz suyu atlardaki gibi burun tüylerimiz sayesinde ayırt edemez, barınacak yeri bulmakta yarasalar kadar şa