KANSER VE
LİMONEN
1. Kanser
Latince’ de “cancer”, Yunanca’ da “carcinos”
sözcüklerinden gelen kanser ifadesini Hipokrat
“yavaş gelişen, iyileşmeyen yaralara carcinos ve
maligne, kötü seyirli olanlara da carsinoma” olarak
tanımlamıştır [1].
Genetik ve epigenetik değişikliklerin normal hücre
fonksiyonlarını bozması sonucunda uzun süreçlerde
oluşan bozukluklara kanser adı verilir. Kanserli
hücreler; kontrolsüz bir şekilde çoğalır ve vücudun
birçok bölümüne yayılarak diğer doku ve organların
işlevlerini yerine getirememesini sağlar [2,3].
Kanser ile eş anlamlı olarak kullanılan tümör
benign (iyi huylu) veya malign (kötü huylu) olma
özelliğinden dolayı anormal hücre büyümesi olarak
da ifade edilir. İyi huylu olan tümörler oluştuğu
bölgede kalırken, kötü huylu tümörler farklı
bölgelere yayılırlar [4].
2. Limonen
D-limonen (l-metil-4- (l-metiletenil) siklohekzan),
limon benzeri bir kokuya sahip monosiklik
monoterpendir ve birkaç turunçgil yağında (portakal,
limon, mandalina, kireç ve greyfurt) önemli bir
bileşen oluşturmaktadır. Monoterpenler, iki
izoprenin yoğunlaşmasından oluşan doğal olarak
oluşan hidrokarbonlardır ve yapraklardan çıkan
aroma yağlarının bir bileşenidir. Narenciye yağlarının
doğal olarak oluşan monosiklik bir monoterpeni
olarak, d-limonenin, kolon kanseri de dahil olmak
üzere çeşitli kanser türlerine karşı kimyasal
önleyici veya kemoterapötik etkinlik sergilediği
gösterilmiştir. D-limonen anti-kolon kanseri etkisi,
apoptoz indüksiyonu ve poliamin metabolizmasının
düzenlenmesi yoluyla belirlenmiştir [5]. Sonuçlar
1970' lerde farelerde cilt kanseri üzerinde elde
edilmiş ve kanserojenler tarafından indüklenen
tümör oluşumunun inhibisyonu göstermiştir [6,7].
D-Limonenin insanlar için mutajenik, kanserojenik
veya nefrotoksik bir risk oluşturmadığı tespit
edilmiştir. İnsanlarda yapılan çalışmalarda;
D-Limonen, bir yıla kadar tekli ve tekrarlanan dozlar
sonrasında düşük toksisite göstermiştir.
12