ERMAN GİRGİN
KİMYAGER
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
MEZUN
[email protected]
ENSTRÜMENTAL
ANALİZ VE ÖTESİ GC-MS
R
utin bir gün olacağını düşünmüştüm.
Nereden bilebilirdim ki o günün
hayatımda unutamayacağım bir anıya
dönüşeceğini? Her zamanki saatte
kalkmış, her zamanki saatte ofise gitmiş, günün ilk
kahvesini yudumluyordum. Teknik servis olmanın
en güzel yanıdır günün ilk telefonu. Ne kadar
erken çalarsa o kadar sürpriz ve acillik barındırır
içerisinde. Arayan Hasan Bey’di. Sakin ama telaşlı
bir sesle açmıştı telefonu. Farklı bir numune analiz
edeceğini ve acilen gelmemi söylemişti. Şaşırsam
da en kısa sürede yanında olacağımı söyleyerek
kapattım telefonu. Müdürüme durumu bildirip
kahvemi tek seferde bitirdim ve yola koyuldum.
Binaya ulaştığımda heyecanım gitgide artıyordu.
Hızlı adımlarla Hasan Bey’in yanına gittim. Ortada
güvenlik güçlerinin bıraktığı, içeriği bilinmeyen bir
toz vardı ve olay savcılığa intikal etmişti. Filmlerdeki
gibi bir durumdu anlayacağınız. Numunenin Hasan
Bey’e gelmesinin en önemli nedeni kendisinin
kimyasal silahlarda kullanılan tehlikeli kimyasallar
konusundaki uzmanlığıydı. Ben gelene kadar
Hasan Bey gerekli hazırlıkları bitirmişti. Farklı
polaritelerdeki solventlerle maddeyi çözündürmüş,
ön işlemlerden geçirmiş ve GC-MS cihazına enjekte
etmeye uygun hale getirmişti. Ama hemen enjekte
edemezdik. Daha önceki analizlerden kalma kirlilik
veya sistemde bir problem olması durumunu göze
alamazdık. Kalitatif bir analiz yapacağımız için başka
analizden veya cihazın kendisinden gelecek pikler
hem yanlış sonuç vermemize neden olacak hem de
bize gereksiz yere zaman kaybettirecekti. Sistemin
genel kontrollerini yaptık. Temizliğinden emin
olduktan sonra ilk enjeksiyonumuzu verdik. Sonuç
şaşırtıcıydı. İkinci enjeksiyon, üçüncü, dördüncü
enjeksiyon sonunda piklerde yaptığımız kütüphane
taramasında bulduğumuz kimyasal salisilik asitti.
Asetilsalisilik asit aspirinin etken maddesiydi fakat
çözeltide kararsız olacağı ve yüksek sıcaklıktan
dolayı bozularak salisilik aside dönüştüğünü tahmin
ediyorduk. Sonuçlar su götürmezdi; ama Hasan
Bey kristallendirme sonrası elde ettiği kristallerin
pembe renkli olduğunu söylüyordu. Bu da aklımızı
karıştıran bir detaydı. Benim artık ayrılma vaktim
gelmişti. O gün akşama kadar aklımı kurcalayıp
durdu bu konu. Rengi pembeydi ama sonuçlar
maddenin aspirin olduğu yönündeydi. Durumu
akşam bir arkadaşımla paylaştığımda verdiği cevap
beynimde şimşeklerin çakmasına yetti. Evet sizler de
tahmin ettiniz değil mi? Toz gerçekten aspirindi ama
bebek aspirini, hani ufak, pembe renkli...
7